Bağımlılar Hem Kendine Hem de Çevresine Zarar Verir
İNÜHABER’den Marah Süleyman’ın haberine göre,
Bağımlılığın bir hastalık ve psikososyal bir bozukluk olduğunu dile getiren Doç. Dr. İlknur Ucuz şunları söyledi: “İnsana zevk veren her şeyin tekrar tekrar alınması sonucu kişiler artık bu maddeden ya da bu davranıştan vazgeçemez hale gelir ve böylelikle bu takıntılı davranış aslında bağımlılık olarak nitelendirilir. Yani bir madde veya davranış rutin yaşantımızı etkilemeye başladıysa, işlevselliğimizi, yapımızı bozuyor, günlük işlerimizi yapmanızı engelliyorsa burada bağımlılıktan bahsedilebilir. Bağımlı bireyler bağımlı olduğunu fark etmez. Bu yüzden bağımlılık bir hastalıktır. Bağımlılık psikososyal bir bozukluktur. Hatta biyolojik kökenleri de vardır. Bağımlılığı bir hastalık olarak tanımlamak çok önemlidir.”
Bağımlılık türleri arasındaki en temel farkın bağımlılık yapan maddeler olduğunu belirten İlknur Ucuz, günümüzde yaygın olan teknoloji bağımlılığının aslında davranışsal bağımlılık olduğunu kaydederek şöyle devam etti: “Günümüzde artık yeni bir terminoloji var. Daha geniş anlamıyla teknoloji bağımlılığı deniyor ama aslında ana çatı davranışsal bağımlılık. Burada ki fark ortada uyuşturucu veya alkol bağımlılığındaki gibi bir kimyasal yok. Kimyasalın yerini belki oynadığınız bir oyun veya sosyal medya alıyor. İnternet bağımlılığı, kumar bağımlılığı gibi bir maddenin etkisinde olmayan bir bağımlılık türü olarak tanımlandı. Ergenlerde ve çocuklarda bile artık ciddi anlamda teknoloji bağımlılığına rastlanmaktadır.”
İnsanı bedensel, ruhsal ve toplumsal açıdan etkileyen bağımlılığın sadece bireyin sorunu olmadığını aynı zamanda tüm toplumun sorun olduğunu dile getiren Doç. Dr. Ucuz, bağımlılığın sadece bireylere değil, topluma da çok ciddi zararları olduğunu söyledi. Bağımlılığı bireysel bir konu değil de toplumsal bir konu olarak ele almak gerektiğini ifade eden İlknur Ucuz “Bağımlık bir halk sağlığı sorunu, bir psikiyatrik bozukluktur. Bu nedenle bağımlılığın olumsuz etkileri sadece bireysel bazda değil toplumsal bazda değerlendirilmelidir. Son dönemlerde bağımlılığın ciddi anlamda hem sıklığı arttı, hem de başlangıç yaşı. 10-20 yıl sonra belki hepimizin çevresinde pek çok bağımlı birey olacak ve bizler de toplumda yaşayan bireyler olarak bağımlı bireylerle baş etmeye çalışan kişiler olacağız.” dedi.
Bağımlılığın belirtilerinin kişinin bağımlığı olduğu maddeye göre değişiklik gösterebileceğinin altını çizen Doç. Dr. Ucuz, bağımlılık tedavisi sürecinde kişinin kendini bağımlı olarak kabul etmesinin son derece önemli olduğunu kaydederek şunları ekledi: “Maalesef çoğu bağımlı, kendini bağımlı kabul etmez ve bu çok önemli bir sorun. Çünkü bağımlılık tedavisinin temeli kişinin bunu kabullenmesinde yatar. Kişi bunu kabul etmediği sürece tedavisi efektif olmaz. O yüzden tedavinin ilk aşamasında kişinin kabullenmesi gerekir.” Bağımlılıktan kurtulmanın kolay olmadığını ve bağımlılık türüne göre değişiklik gösterdiğini vurgulayan Doç.Dr. İlknur Ucuz, bağımlılık tedavisinin çok uzun süreçli bir tedavi olduğunu, özellikle madde bağımlılığında çok daha ağır tedaviler kullanıldığını, davranışsal bağımlılıklar da ise daha çok psikososyal müdahalelerin ön plana çıktığını kaydetti. İlknur Ucuz, bir kişinin bağımlılıktan kurtulmasının sadece psikiyatrik bir tedavi olmadığını aynı zamanda tedavi süreci içeresinde sosyal çevrenin düzenlenmesi, arkadaş ortamının değiştirilmesi gibi pek çok durumun da yer aldığını dile getirdi.
Doç. Dr. İlknur Ucuz, son olarak İnönü Üniversitesi Turgut Özal Tıp Merkezi’nin bağımlılıktan kurtulmak için sunduğu hizmetler hakkında bilgi vererek şu ifadeleri kullandı: “Turgut Özal Tıp Merkezi’nde ‘Sigara Bırakma Polikliniğimiz’ var. Çok da güzel çalışıyorlar. Aktif şekilde sigarayı bıraktırma çabaları gösteriyorlar. Psikiyatrik Anabilim Dalı içerisinde AMATEM servisimiz var. Orada özellikle madde ve alkole yönelik tedavi hizmetleri sunuluyor. Teknoloji bağımlılığı ya da davranışsal bağımlılıklar için de şunu söyleyebiliriz: Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı Polikliniği ve Erişkin Psikiyatri Polikliniğinde hem 18 yaşın altındaki bireyler için hem de 18 yaşın üstündeki erişkin bireyler için hizmetler verilmektedir.”