Reklam kod içeriği yüklenmemiş.

Rekabet İçin Kurumsallaşma Şart

Dünya 27.10.2022 - 16:18, Güncelleme: 27.10.2022 - 16:18
 

Rekabet İçin Kurumsallaşma Şart

Türkiye Kurumsal Yönetim Derneği Malatya Buluşmasında konuşan TSO Başkanı Oğuzhan Ata Sadıkoğlu; “Yeni düzende rekabet edebilmek için artık sadece üretime dayanan katma değerin yeterli olmadığı bir dünyada yaşıyoruz. O nedenle; altını çizerek “kurumsallık” diyoruz. Batılı ülkeler bu konuyu çok önemsiyor.” dedi.
Malatya Ticaret Sanayi odasında gerçekleştirilen toplantıya TSO Başkanı Oğuzhan Ata Sadıkoğlu, Türkiye Kurumsal Yönetim Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Tamer Saka, Dünya Gazetesi Yayın Kurulu Başkanı Şeref Oğuz, STK’ların çok değerli temsilcileri, TSO üyeleri katılım sağladı. “Yeni dünya düzeninde kurumsallaşma şart” Düzenlenen panelde açılış konuşmasını yapan TSO başkanı Oğuzhan Ata Sadıkoğlu, kurumsallaşmaya dikkat çekerek şunları söyledi; “Malatya Ticaret ve Sanayi Odası olarak en önemsediğimiz konuların başında eğitim ve bilgilendirme faaliyetleri geliyor. Sayıları 10 bini bulan üyelerimizin yeni gelişmelerden haberdar olmaları adına bugüne kadar 250’yi aşan eğitim, konferans ve çalıştaylar gerçekleştirdik. Bugün bu toplantılardan birinde yine bir aradayız. Katılım sağlayan herkese teşekkür ediyorum. Malatya, gerek ülkemiz, gerekse bölgemiz ekonomisi için önemli bir il. Doğu Anadolu Bölgemizden yapılan ihracatın yaklaşık yüzde 40’ını tek başına biz gerçekleştiriyoruz. Bölgemizin en güçlü işletmeleri yine şehrimizde faaliyet göstermekte. Firmaların gücüne güç katan en önemli etkenlerden birinin de Kurumsallık olduğunun bilincindeyiz. Bu nedenle bugünkü paneli önemsiyoruz. Panelimizin ana teması; Neden Kurumsal Yönetim? Malumunuz Dünya yeni bir düzene giriyor. Bu hızlı değişimde firmalarımız da hızlı bir değişim sürecine girmesi gerekiyor. Yeşil dönüşüm ve dijitalleşme ile başlayan süreç, Covid-19, maliyet ve hammadde sorunları, Ukrayna-Rusya savaşı ve ardından gelen küresel ölçekte yaşanan çeşitli tedarik zinciri sorunları ve enerji krizi, sürdürülebilirlik ve kurumsallığın önemini bir kez daha gösterdi. Firmalarımız bu yenidünya düzenine uyum sağlayabilmeleri ve küresel sorunlarla başa çıkabilmeleri için, yönetim anlayışlarını ve iş yapma kültürlerini değiştirmesi gerekiyor. Yeni düzende rekabet edebilmek için artık sadece üretime dayanan katma değerin yeterli olmadığı bir dünyada yaşıyoruz. O nedenle; altını çizerek “kurumsallık” diyoruz. Batılı ülkeler bu konuyu çok önemsiyor. Avrupa’da şirketlerin kurumsallaşma oranı yüzde 50’lerdeyken, bu oran ülkemizde yüzde 10’larda. Kurumsallaşma konusunda en büyük sorunu aile şirketleri yaşıyor. Türkiye’de milli gelirin büyük bölümünü aile şirketlerinin oluşturduğunun altını çizmek lazım. Bu nedenle; aile şirketleri kurumsallaşma kavramını fazlasıyla önemsemesi gerekiyor. Peki, firmamızı nasıl kurumsal bir hale getiririz? Tüm detaylarını birazdan değerli panelistlerimiz bizlere anlatacak. Bu tür toplantıların sayısını yeni dönemde arttırarak devam ettireceğimizi belirtmek isterim.” “Kurumsallık son derece önemli” Türkiye Kurumsal Yönetim Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Tamer Saka ise; “TKYD olarak ‘Kurumsal Yönetim’ anlayışının ülkede tanınması, gelişmesi ve en iyi uygulamalarıyla hayata geçirilmesi amacıyla 2003 yılından itibaren faaliyetlerimizi yürütüyoruz. Adillik, şeffaflık, hesap verebilirlik ve sorumluluk ilkeleri üzerine inşa edilen kurumsal yönetim anlayışının, etki ettiği tüm alanlarda yol gösterici olma misyonuyla hareket ediyoruz. Pandemiden önce Anadolu Panelleri adı altında bugüne kadar çeşitli illerde 50’ye yakın seminer, panel gerçekleştirip kurumsal yönetimi anlatma imkânı yakaladık.  Bugün burada eski çağlardan beri Anadolu ve Orta Doğu’nun önemli geçiş noktalarından biri olan kayısı diyarı güzel şehrimiz Malatya’da, dostlarımızla yüz yüze bir araya gelebildiğimiz için çok mutluyum. Dünyada ve ülkemizde yaşanan son gelişmeler kurumsal yönetim kavramının ülkelerin ve kurumların rekabetçiliğini devam ettirebilmeleri için ne derece önemli bir araç olduğunu açık bir şekilde ortaya koymuştur. Dünya muazzam bir değişim sürecinin içerisinden geçmektedir. Karşı karşıya olduğumuz problemler hiç olmadığı kadar karmaşık riskler içermektedir. Dünya kapsamlı bir şekilde yeni bir ekonomik ve siyasal dengeye evrilmektedir. Bu değişim sürecini alışagelmiş olduğumuz büyüme modelleri ile geçiştirebilmemiz mümkün olmayacaktır. Tarihi ve kültürü ile kendine hayran bırakan, Doğu Anadolu Bölgesinin ekonomik anlamda en gelişmiş ili olan Malatya kayısı üretiminde Türkiye ve Dünya’nın bir numaralı üreticisi olmuştur. Dünyanın kayısı ihracatının yüzde 80’i Malatya ilimizden karşılanmaktadır. Bir çok kayısı fabrikasının yanı sıra tekstil fabrikalarıyla da istihdam sağlanmaktadır. Malatya ilinin ekonomisi tarıma ve tarıma dayalı sanayiye dayanır. Bu nedenle bu işletmelerin devamlılığının sağlanması, sadece, sahipleri açısından değil, şehir, bölge ve ülke için de hayati öneme işaret etmektedir. Geldiğimiz bu noktada ülkenin her şehrinde olduğu gibi Malatya için de teknoloji, yeşil ekonomi, inovasyon, çağın gerekleri ile donanmış insan kaynağı ve veri üzerine inşa edilmiş yeni, yaratıcı, uygulanabilir stratejilere ve büyüme modellerine ihtiyaç vardır.Tabi ki bu yeni büyüme modelinin kurumların özel sektörün değişen talep ve ihtiyaçlarına cevap verebilecek ve kurumsal yönetim ilkelerine uyum sağlayacak şekilde yeniden yapılandırılması ile desteklenmesi gerekmektedir. Aslında dün ve bugün yaşadığımız birçok problemin temeline baktığımızda bir sistem sıkıntısı olduğunu üzülerek görüyoruz.  Dolayısıyla artık kurumların ön plana çıktığı, hesap verebilir, sorgulanabilir, adil ve şeffaf sistemlerin oluşturulmasını garanti altına alacak anlayışın yerleştiği, bireylerden ziyade kurumların konuşulduğu bir anlayışı odağımıza almak durumundayız. 2000’li yılların başından beri Türkiye’de kurumsal yönetim alanında birçok gelişme yaşadık. Son birkaç yıldır dünyada yaşanan hızlı gelişmelerin yarattığı etkiler dışında, Türkiye’deki yasal ve düzenleyici kurumların, kurumsal yönetim alanında en iyi uygulamalara yakın düzenlemeleri hayata soktuğunu söyleyebiliriz. Tüm bu düzenlemeleri kurumsal yönetimin şekilsel altyapısını oluşturan unsurlar olarak sınıflandırmak doğru olacaktır. Bir ülkede kurumsal yönetimin gelişmesi ve yaygınlaşması adına şekilsel altyapılar gerekli ancak yeterli değildir. En az şekilsel düzenlemeler kadar davranışsal boyutta da ilerleme sağlanması önemli ve kritiktir. Kurumsal yönetimin davranışsal boyutu derken ifade etmeye çalıştığımız kurumsal yönetim ilkelerinin şirket yönetimleri tarafından ne derece içselleştirilmiş olduğudur. Şirketlerimizin kurumsal yönetim uygulamalarından gerçek faydayı elde edebilmeleri davranışsal boyuttaki ilerlemeye doğrudan bağlıdır. Bu alandaki engelleri aşmak için hep birlikte mücadele etmemiz sonuç almak için son derece önemlidir.”
Türkiye Kurumsal Yönetim Derneği Malatya Buluşmasında konuşan TSO Başkanı Oğuzhan Ata Sadıkoğlu; “Yeni düzende rekabet edebilmek için artık sadece üretime dayanan katma değerin yeterli olmadığı bir dünyada yaşıyoruz. O nedenle; altını çizerek “kurumsallık” diyoruz. Batılı ülkeler bu konuyu çok önemsiyor.” dedi.

Malatya Ticaret Sanayi odasında gerçekleştirilen toplantıya TSO Başkanı Oğuzhan Ata Sadıkoğlu, Türkiye Kurumsal Yönetim Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Tamer Saka, Dünya Gazetesi Yayın Kurulu Başkanı Şeref Oğuz, STK’ların çok değerli temsilcileri, TSO üyeleri katılım sağladı.

“Yeni dünya düzeninde kurumsallaşma şart”

Düzenlenen panelde açılış konuşmasını yapan TSO başkanı Oğuzhan Ata Sadıkoğlu, kurumsallaşmaya dikkat çekerek şunları söyledi; “Malatya Ticaret ve Sanayi Odası olarak en önemsediğimiz konuların başında eğitim ve bilgilendirme faaliyetleri geliyor. Sayıları 10 bini bulan üyelerimizin yeni gelişmelerden haberdar olmaları adına bugüne kadar 250’yi aşan eğitim, konferans ve çalıştaylar gerçekleştirdik. Bugün bu toplantılardan birinde yine bir aradayız. Katılım sağlayan herkese teşekkür ediyorum. Malatya, gerek ülkemiz, gerekse bölgemiz ekonomisi için önemli bir il. Doğu Anadolu Bölgemizden yapılan ihracatın yaklaşık yüzde 40’ını tek başına biz gerçekleştiriyoruz. Bölgemizin en güçlü işletmeleri yine şehrimizde faaliyet göstermekte. Firmaların gücüne güç katan en önemli etkenlerden birinin de Kurumsallık olduğunun bilincindeyiz. Bu nedenle bugünkü paneli önemsiyoruz. Panelimizin ana teması; Neden Kurumsal Yönetim? Malumunuz Dünya yeni bir düzene giriyor. Bu hızlı değişimde firmalarımız da hızlı bir değişim sürecine girmesi gerekiyor. Yeşil dönüşüm ve dijitalleşme ile başlayan süreç, Covid-19, maliyet ve hammadde sorunları, Ukrayna-Rusya savaşı ve ardından gelen küresel ölçekte yaşanan çeşitli tedarik zinciri sorunları ve enerji krizi, sürdürülebilirlik ve kurumsallığın önemini bir kez daha gösterdi. Firmalarımız bu yenidünya düzenine uyum sağlayabilmeleri ve küresel sorunlarla başa çıkabilmeleri için, yönetim anlayışlarını ve iş yapma kültürlerini değiştirmesi gerekiyor. Yeni düzende rekabet edebilmek için artık sadece üretime dayanan katma değerin yeterli olmadığı bir dünyada yaşıyoruz. O nedenle; altını çizerek “kurumsallık” diyoruz. Batılı ülkeler bu konuyu çok önemsiyor. Avrupa’da şirketlerin kurumsallaşma oranı yüzde 50’lerdeyken, bu oran ülkemizde yüzde 10’larda. Kurumsallaşma konusunda en büyük sorunu aile şirketleri yaşıyor. Türkiye’de milli gelirin büyük bölümünü aile şirketlerinin oluşturduğunun altını çizmek lazım. Bu nedenle; aile şirketleri kurumsallaşma kavramını fazlasıyla önemsemesi gerekiyor. Peki, firmamızı nasıl kurumsal bir hale getiririz? Tüm detaylarını birazdan değerli panelistlerimiz bizlere anlatacak. Bu tür toplantıların sayısını yeni dönemde arttırarak devam ettireceğimizi belirtmek isterim.”

“Kurumsallık son derece önemli”

Türkiye Kurumsal Yönetim Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Tamer Saka ise; “TKYD olarak ‘Kurumsal Yönetim’ anlayışının ülkede tanınması, gelişmesi ve en iyi uygulamalarıyla hayata geçirilmesi amacıyla 2003 yılından itibaren faaliyetlerimizi yürütüyoruz. Adillik, şeffaflık, hesap verebilirlik ve sorumluluk ilkeleri üzerine inşa edilen kurumsal yönetim anlayışının, etki ettiği tüm alanlarda yol gösterici olma misyonuyla hareket ediyoruz. Pandemiden önce Anadolu Panelleri adı altında bugüne kadar çeşitli illerde 50’ye yakın seminer, panel gerçekleştirip kurumsal yönetimi anlatma imkânı yakaladık.  Bugün burada eski çağlardan beri Anadolu ve Orta Doğu’nun önemli geçiş noktalarından biri olan kayısı diyarı güzel şehrimiz Malatya’da, dostlarımızla yüz yüze bir araya gelebildiğimiz için çok mutluyum. Dünyada ve ülkemizde yaşanan son gelişmeler kurumsal yönetim kavramının ülkelerin ve kurumların rekabetçiliğini devam ettirebilmeleri için ne derece önemli bir araç olduğunu açık bir şekilde ortaya koymuştur. Dünya muazzam bir değişim sürecinin içerisinden geçmektedir. Karşı karşıya olduğumuz problemler hiç olmadığı kadar karmaşık riskler içermektedir. Dünya kapsamlı bir şekilde yeni bir ekonomik ve siyasal dengeye evrilmektedir. Bu değişim sürecini alışagelmiş olduğumuz büyüme modelleri ile geçiştirebilmemiz mümkün olmayacaktır.

Tarihi ve kültürü ile kendine hayran bırakan, Doğu Anadolu Bölgesinin ekonomik anlamda en gelişmiş ili olan Malatya kayısı üretiminde Türkiye ve Dünya’nın bir numaralı üreticisi olmuştur. Dünyanın kayısı ihracatının yüzde 80’i Malatya ilimizden karşılanmaktadır. Bir çok kayısı fabrikasının yanı sıra tekstil fabrikalarıyla da istihdam sağlanmaktadır. Malatya ilinin ekonomisi tarıma ve tarıma dayalı sanayiye dayanır. Bu nedenle bu işletmelerin devamlılığının sağlanması, sadece, sahipleri açısından değil, şehir, bölge ve ülke için de hayati öneme işaret etmektedir.

Geldiğimiz bu noktada ülkenin her şehrinde olduğu gibi Malatya için de teknoloji, yeşil ekonomi, inovasyon, çağın gerekleri ile donanmış insan kaynağı ve veri üzerine inşa edilmiş yeni, yaratıcı, uygulanabilir stratejilere ve büyüme modellerine ihtiyaç vardır.Tabi ki bu yeni büyüme modelinin kurumların özel sektörün değişen talep ve ihtiyaçlarına cevap verebilecek ve kurumsal yönetim ilkelerine uyum sağlayacak şekilde yeniden yapılandırılması ile desteklenmesi gerekmektedir. Aslında dün ve bugün yaşadığımız birçok problemin temeline baktığımızda bir sistem sıkıntısı olduğunu üzülerek görüyoruz.  Dolayısıyla artık kurumların ön plana çıktığı, hesap verebilir, sorgulanabilir, adil ve şeffaf sistemlerin oluşturulmasını garanti altına alacak anlayışın yerleştiği, bireylerden ziyade kurumların konuşulduğu bir anlayışı odağımıza almak durumundayız. 2000’li yılların başından beri Türkiye’de kurumsal yönetim alanında birçok gelişme yaşadık. Son birkaç yıldır dünyada yaşanan hızlı gelişmelerin yarattığı etkiler dışında, Türkiye’deki yasal ve düzenleyici kurumların, kurumsal yönetim alanında en iyi uygulamalara yakın düzenlemeleri hayata soktuğunu söyleyebiliriz. Tüm bu düzenlemeleri kurumsal yönetimin şekilsel altyapısını oluşturan unsurlar olarak sınıflandırmak doğru olacaktır. Bir ülkede kurumsal yönetimin gelişmesi ve yaygınlaşması adına şekilsel altyapılar gerekli ancak yeterli değildir. En az şekilsel düzenlemeler kadar davranışsal boyutta da ilerleme sağlanması önemli ve kritiktir. Kurumsal yönetimin davranışsal boyutu derken ifade etmeye çalıştığımız kurumsal yönetim ilkelerinin şirket yönetimleri tarafından ne derece içselleştirilmiş olduğudur. Şirketlerimizin kurumsal yönetim uygulamalarından gerçek faydayı elde edebilmeleri davranışsal boyuttaki ilerlemeye doğrudan bağlıdır. Bu alandaki engelleri aşmak için hep birlikte mücadele etmemiz sonuç almak için son derece önemlidir.”

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve rotayonhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.