Hadi farklı bir dünyada yaşadığımızı düşünelim
Bırakın sizi üzenleri, kıranları, hakkınızı yiyenleri oldukları yerde
Taşımak zorunda mısınız?
Eyvallah yapmaya mecbur musunuz?
Ya siz? Kendinize bunu reva görüyor musunuz?
Farklı yerden bakın her şeye ve kendinize
Nasıl görünüyorsunuz? Neler görüyorsunuz?
Örselenmiş, hırpalanmış, biraz da yaprak dökmüş, çokca kırılmış, yapmaz
etmez dediklerimizin yarattığı travmalar hala sırasını bekliyor iyileşmek için.
Ne zaman sıra gelecek onlara?
Farklı Dünya dedim ya,
yaratın kendinize, elinizde bu bir bilseniz
İçinde sadece sizin istedikleriniz olsun, size iyi gelen şeyler olsun orada.
Her gün güzel şeyler yaratmaya yeriniz de var, zamanınız da
Düşünün iyi olmaz mıydı?
Herkes ona iyi gelen şeyleri bilir.
Nedense onlara hiç sıra gelmez, hep bir şeyleri bitirmek zorundayız,
hep yarım kalan işleri tamamlamak zorundayız.
Peki her şey tamamlanınca?
Düzelecek miyiz? Mutlu olacak mıyız?
Belki sadece zihnimizde o an yeni görevlere yer açılacak,
eskiler tamamlandı, diyerekten.
Herkesin elinde aslında, herkesin zaten farklı hayatı var.
Neden farklı dünyası olmasın?
İnsan kendine bir dünya kurup onu benimsemezse,
başkalarının dünyasında figüran gibi yaşamaya devam eder
Ya da başkalarının dünyasını taklit ederek yaşamaya mecbur kalır
Herkesin kendi dünyası olmalı ve orada huzur ve mutluluk ona eşlik etmeli.
Şimdi yine bahanelere sığınanlar olur, onu nasıl yapacağız?
Zaman mı var? Peki buna isteğim var mı?
Bırakalım her şeyi olduğu gibi.
Sonuçta değişince ne olacak? Diyen de olur.
Sanki çok az işimiz varmış gibi birde yeni icat çıkarma diyen de.
İnsanlar iyi olmak istemiyorlar,
şikayetlerine sıkı sıkı sarılıp yaşamaya devam etme peşindeler...
Oysa yeni ve farklı bir dünya güzel olurdu
Mutlu hafta sonları diliyorum
Her daim bir umut vardır
Aylin Özgür