Hayatta odağımızı nereye çevirdiğimiz, yaşamımızın rotasını belirler. Dikkatimiz, adeta bir pusula gibidir; neyi gösterirse, hayatımız o yöne doğru ilerler. “Odağınızı bir yere yöneltirseniz, çekiminiz de oradan olur” sözü tam da bu gerçeği anlatır. Çünkü zihnimiz bir büyüteç gibidir: Üzerine odaklandığımız şeyi büyütür, daha görünür ve etkili hale getirir. Bir düşünün, bir gün boyunca olumsuz şeylere dikkat kesildiğinizde, nasıl bir ruh hali içinde oluyorsunuz? Trafikteki sıkışıklık, iş yerindeki gerginlik ya da bitmek bilmeyen sorunlara odaklanınca, gün sonunda kendinizi yorgun ve bıkkın hissedersiniz. Ama aynı gün içinde bir tebessümü, bir dostun sıcak selamını veya gökyüzündeki güneşi fark ederseniz, ruh halinizde bambaşka bir hafiflik hissedersiniz. Bir bahçıvan gibi düşünelim. Eğer odağımızı sadece kurumuş yapraklara ve toprağın eksik yanlarına verirsek, bahçenin güzelliğini görmeyi unuturuz. Oysa dikkatimizi sulamaya, güneşi takip etmeye ve çiçeklerin büyümesine yönelttiğimizde, o bahçe hayat bulur. Hayat da bir bahçe gibidir; nereye emek verirsek, o kısım yeşerir. Çekim yasası, burada devreye girer. Düşüncelerimiz, hislerimiz ve inançlarımız, çevremizde bir enerji alanı oluşturur. Bu alan, tıpkı bir mıknatıs gibi çalışır; benzer frekanstaki olayları ve insanları kendine çeker. Eğer zihnimizi endişe, korku ve eksiklikle doldurursak, bu duyguların yansımalarını daha çok görürüz. Ama odağımızı sevgiye, iyiliğe ve umuda yönelttiğimizde, yaşam da bu hislerle cevap verir. Bu, yalnızca düşünce dünyasıyla sınırlı bir gerçek değildir. Eylemlerimiz de bu sürecin bir parçasıdır. Kendinizi sürekli bir hedefe odaklayarak o yolda adımlar attığınızda, ne kadar küçük olursa olsun o adımlar sizi sonuca yaklaştırır. Ancak odağınızı kaybeder, dikkat dağıtıcı unsurların peşine düşerseniz, ne kadar çabalasanız da istediğiniz yere varamazsınız. Bir ressamın fırçasını düşünün. Hangi renge odaklanırsa, o renk tabloyu belirler. Bir müzisyenin notasına odaklanışı gibi, biz de hayatın hangi tınısını duyarsak, o melodiyi çalmaya başlarız. İşte tam da bu yüzden, odağımızın yönü hayati önem taşır. Sonuçta, hayat bir yansıma gibidir. Ne arıyorsanız, onu bulursunuz. Ne düşünüyorsanız, onu yaşarsınız. Bu yüzden odağınızı sevgiye, huzura ve güzelliğe yönlendirin. Çünkü çekiminiz, tam da oradan başlayacak. Nimet Ünal Mızraklı @nisanrain