...Hayatında, aşk diye bir kahramana yer yoktu....
Yok muydu gerçekten? Belki de sadece hayal kırıklığına uğramak korkutuyordu onu.
Mesleğine aşıktı, bu aşk da şimdilik yetiyordu ona....!
Güvenli alanında huzurluydu.
..................................................................
Julidenin her bir sözü kalbine hançer gibi saplanan Suat, şansının olmadığını farketmişti.
Oysa çok umudu vardı.
"ah Julide, neden bu kadar acımasızsın, zırhını öyle bir örmüşsün ki," diyordu kendi kendine.
Julideye, ondan vazgeçmiş gibi göstermeye karar verdi.
Çok canı yanacaktı, bilmiyordu.
Julide, ertesi gün lobiye gidip Suat'ı sordu.
Gitmişti, kısmen de olsa rahatlamıştı.
Onun varlığı onu huzursuz etmeye yetti.
Telefonunu ve numarasını değiştirmeye karar verdi.
Evine geri döner dönmez bunu yapacaktı.
Konferansta tanıştığı doçent ile karşılaştı şehri son kez gezerken.
Julide'yi onunla sohbet etmek rahatlatıyordu
İngilizce olarak konuşsalarda, Julide onun tüm söylediklerini anlıyordu.
Kendi hayatlarından bahsettiler, o kadar çok konuştular ki zamanın nasıl geçtiğini anlamadılar.
Julideye iş teklifinde bulundu, hastanesinde.
Julide ondan aşağı kalır mı, aynını o da onu teklif etti
İkisi de düşünecekti. Ardından birbirlerine veda ettiler.
Julidenin gece uçağı vardı.
Otele gidip eşyalarını hazırlaması gerekti.
Telefonunu kontrol etmek için açınca Suat'ın mesajını gördü
"özür dilerim Julide, yaptığım yanlıştı
ama sana olan duygularım bana bunu yaptırdı, affet beni" yazıyordu.
Julide, gelen mesaja cevap yazmak istemedi.
........................................................
Klinikte işler her zamanki gibi ilerlerken, bir gün Julide trafik kazası geçirdi,
o gün dalgın bir biçimde karşıdan karşıya geçerken trafik lambasının kırmızı yandığını farketmemişti.
Hastanede tedavi altına alındı, bacağı kırılmıştı ve ağrısı çoktu.
Her zaman çok dikkatliydi Julide, nasıl oldu da kaza geçirdi anlayamıyordu bir türlü.
Suatın onu yine takip ettiğini biliyordu, bir kaç kez farketmişti.
Numarası değişmişti Julidenin ve artık ondan neyse ki mesaj almıyordu.
Hastaneye, yine ilk gelen Suat olmuştu,
Julide kibar bir dille onunla görüşmek istemediğini belirtti ama o ısrarla her gün gelip onu gördü.
Julide "yeter, düş yakamdan, senin yüzünden taşınacağım buralardan," dedi bir kaç kez
Suat ise " ben sadece senin iyi olmanı istiyorum bu yüzden buradayım" diye cevap veriyordu her defasında.
Sonunda ikna olmuştu Suat, onun için biraz zor olmuştu kabullenmek.
Julide bir süre doktorluk yapamayacaktı, fizik tedavi ve dinlenme hariç her şey yasaktı.
Bir süre bunlara uydu ama ona göre değildi boş boş durmak, yarım gün olarak işe gitmeye başladı, itirazlar sonuç vermedi.
"Çalışırken kendimi buluyorum" diyordu sürekli.
Onun için zor bir süreçti, sanki elinden en değerli varlığı alınmış gibi hissetmeye başladı.
"Çalışmak bana şifa olacak" diyordu her gün, ona dikkat et diyen sayılı insanlara.
...................................................................
Bir gün hastaneye yabancı dil konuşan ve Julideyi soran biri geldi.
Kongrede tanıştığı doçent onu görmeye gelmişti, kazayı bilmiyordu.
Julideyi değneklerle görünce şaşırıp
"ne oldu sana Julide? diye sordu.
Julide ise," kaza geçirdim ama iyi olacağım" diyordu.
Julide yarım gün çalıştığı için, iş sonrası Kevin'e şehri gezdirip Türk kültürünü tanıttı.
Her defasında, "kültürünüzü böyle bilmiyordum, bana hep yanlış anlatıldı" diyordu.
Kevin bir gün yemek yerken "Julide, sana yaptığım teklifi düşündün mü?" diye sordu
Julide o konuda hiç düşünmediğini fark etti.
"üzgünüm Kevin ama düşünmeye vaktim olmadı" dedi tereddüt ederek.
Yürtdışında kariyer kulağa hoş geliyordu ama Julide bulunduğu yerde de mutluydu.
Daha fazlasına ihtiyacı yoktu. Başardıkları ve yaşadıkları onu bugünkü Julide yapmıştı.
Devamında Kevin ona başka bir teklifte daha bulundu,
" Julide senin gibi eşim olmasını çok isterim, ne dersin bana bir şans verir misin", diye sordu.
Kevinin de Julidenin de yanakları al al olmuştu.
"Acaba kültürümüz onun başını mı döndürdü", dedi Julide içinden çünkü böyle bir teklif beklemiyordu.
"Bir süre birbirimizi tanısak, olmaz mı? dedi tekrar Kevin
Julide, " böyle bir teklif beklemiyordum ama neden olmasın, "deyiverdi bir an.
Kendine inanamamıştı. Bugüne kadar erkekleri hep uzak tutmuştu kendinden.
Belki de aşk kapısını çalıyordu, mutlu olmak onun da hakkıydı....
Julide kaza geçirince isterdi ki ailesi onu arasın sorsun, hastanedeyken o aramıştı onları,
" anne ben kaza geçirdim, bacağım kırıldı hastanedeyim",diye haber verdi.
Tek işittiği söz "geçmiş olsun" olmuştu.
Kafasını o kadar meşgül etti ki bu durum, terapiye gittiği dönem aklında yer etmiş şu söz yine çıktı karşısına,
"herkesi olduğu yerde bırak, sana ihtiyacı olan, sana değer veren, sana bir şekilde yetişecektir",
ailesine kızmadı, nasılsa artık kabul etmişti bu durumu.
Belki de kaza bir sınavdı, kim yanında kim değil görmek için.
Kaderin türlü oyunları vardı, belki bu da onlardan biriydi....
Julide farketti ki, ilgiye ihtiyacı vardı.
Onlara her şekilde destek oldu olmaya da devam ediyordu,
borçları harçları olunca hemen arıyorlardı onu.
Ama kaza geçireli hiç arayıp nasıl olduğunu sormadılar.
.................................................................
Babaannesine gitti, ona yeni konuları açtı.
Babaannesi ona hiç karışmadı, dedesi tembih etmişti onu.
Julideyi kaybetmek istemiyorlardı.
Julide çayını aldı ve güllerinin yanında aldı soluğu.
Yine güllere tek, tek bakım yaptı, açan güllerini kokladı. İçi burkuldu birden
Yürtdışına giderse, en çok burayı özleyecekti.
"doğru mu karar verdim, ya mutsuz olursam, ya yine üzülürsem" sesli bir şekilde düşünmüştü.
Babaannesi duydu onu.
"kızım nereye gidersen git, neye karar verirsen ver, biz yayındayız senin tabi
biz sağ olduğumuz sürece, ama sende bizi unutma olur mu
ve lütfen arada uğra ve bahçene bakım yap belki bu sayede yüzüne hasret kalmayız" dedi.
Bu sözler Julideyi ağlattı ve yine ailesini hatırladı.
Kevin aradı onu o sırada görüntülü bir şekilde, Julideyi bir bahçede görünce şaşırdı.
"yine nereye gittin", diyordu
Julide ise " bu benim bahçem bak ne kadar güzeller değil mi, yakından görmek istersen gel" diyordu.
Gül bahçesinde bir aşk mı başlayacaktı?
Belki hayat güllerle ile güzel bir başlangıç yapmak için onlara bir şans tanıyacaktı.
.......... Devamı gelsin mi?
Aylin Özgür