-Naber savaşçı dostum yendin mi Dünyayı?
-Yok dostum, nerde her gün sil baştan başlamakla yenilmiyor bu Dünya.
-Oysa ben Dünya ile boşuna savaş veren bir tek Don Kişot sanıyordum.
-Hangimiz bazen, boşa kürek sallamıyoruz ki, dostum?
-Bir de hangimiz, ufacık bir sorunu zihnimizde kocaman bir dev haline getirmiyoruz?
-Yok, dostum yok, biz içimizdeki devleri yenmeden, Dünyayı yenemeyiz.
-Ah dostum, savaşmamız ve galip gelmemiz o kadar çok şey var ki...
-Saymamı ister misin?
-Yok sayma dostum, belki saydıklarında benim de vardır bir hatam.
-Ben saymak istiyorum dostum, belki bu sayede, durdurup düşündürürüz alışa gelmiş çarkı.
-Dostum, unutma ki, her birimizin sınavı ve savaşı çok farklı.
Her birimiz bambaşka, her birimiz ayrı renk,
her birimiz ayrı insan ayrı karakteriz, ayrı kaderimiz var, ayrı önceliklerimiz var.
-içimizdeki dev ne olacak, dostum?
-Dostum, içimizdeki dev ne ve kim biliyormusun?
-Nasıl kim? Ruhumuz olamaz her halde.
-Hayır, dostum tabi ki ruhumuz değil.
Egomuz o dev.
Ve biz Egomuza taptıkça o dev büyümeye devam edecek.
Egomuzu doğru yöne yönlendirmek bize bir çok şey kazandırır
amma velakin yanlışa yönledirirsek işte o anda yalnız kalmaya mahkumuz.
-Farkında mısın Dostum, son günlerde herkes yalnız olmaktan, yalnızlıktan şikayet ediyor.
-Şikayet ederken ama asla düşünmez
nedenini sadece şikayet eder, sanki yine kendini haklı çıkarmak istercesine.
- Bir de hepimiz " Ben olsaydım" , diye bir cümleye başlamaktan sakınmalıyız.
-Doğrudur dostum, biz zihnimizi arada susturamaz isek ve kalbimizi dinlemezsek sanırım daha çok şikayet edeceğiz.
Her daim bir umut vardır
Aylin Özgür