Reklam kod içeriği yüklenmemiş.
Aylin Özgür
Köşe Yazarı
Aylin Özgür
 

RODOPLARIN ALTINI,

Çalış çalış ellerin  altın tutsun, diye bir söz vardı eskilerde. Bazen çok fazla çaba, altın değil ama kendi tutsaklığını getirir insana. Şimdi nereden çıktı bu tütün ile başlayan yazı, diyenler olacaktır. Sigara içenler bilir, sigaranın ana maddesi bir bitkidir, yapraklarında katran vardır, yapraklarına dokununca eller yapış yapış olur  O mu bağımlılık yapar bilmiyorum ama  Belli ki Rodoplarda yaşayan insanlar onu üretmek için neredeyse tüm zamanını ve hayatını o bitkiye tutsak eder. Tütünün ana vatanı Amerika kıtasıdır oradan tüm dünyaya yayılmış tütün bitkisi ve birçok ülkenin ana geçim kaynağı olmuş   Rodoplarda bu ara çok fazla tütünle ilgilenen yok. Eskilerde, neredeyse  herkes her yıl sadece tütün ile uğraşırdı orada yaşayan herkes  Çünkü onlara şu ezberletilmişti, "bu topraklarda sadece tütün yetişir, başka bir şey yetişmez" Günümüzde birçok kişi bu ezberi bozup, topraklarına farklı bitkiler ekerek denemeye başladı, baya cesaret gerektiren bir şey oysa ki. Ezberletilmiş saptırılmış gerçek, deneyimleyerek öğrenilen gerçeğin her zaman bir adım önünde. Hiç düşündünüz mü neden? Ah insan üşengeç olmasa, araştırmayı sevse, hemen ikna olmasa, kendi prensiplerini ve hayallerini takip etmeyi bilseydi, her şey çok başka olurdu  Konumuza dönecek olursak, şubat ayında başlar herkes o yılın tütünüyle uğraşmaya, önce tohumları çimlendirilip, önceden hazırlanmış olan ocaklara ekilir. Üzeri kapatılır, daha çabuk büyümesi için. Ardından nisanın sonu mayıs başı gibi topraklar kazılır sıra  haline getirilip tütün fidanlarıyla donatılır tek tek belli bir mesafeyle ekilir çoğu zaman iki ya da üş kişiyle olursa çabuk olur işlem. Ama sürekli eğil kalk eğil kalk belli zaman sonra bel ağrısı kaçınılmaz olur. Ekilmesi planlanan tüm tarlalar bitince bu sefer tütün fidanlarının olduğu tarlalar tek tek kazılır dipleri toprak ile doldurulup yağmur yağması için dua edilir. Tütün bitkilerinin daha çabuk büyümesi için. Haziran aylarında ilk yapraklar toplanmaya başlanır bitkinin sadece dip kısmından iki ya da üç yaprak alınır, bu işlemde seri olmak gerekli. Herkes sabah daha şafak sökmeden tarlada yerini alır, öğle saatlerinde sıcak olmadan günlük toplama işlemi bitirilir, eve gidilir bir iki lokma yemek yenilir ve iğnelere dizme işlemine başlanır. İğneler yeşil tütün yapraklarıyla dolunca kırnap ipine boşaltılır tüm dizilenler  İp belli bir uzunlukta olmalı son olarak kuruması için, daha önceden tütünler için yapılan yerlere kuruması için asılır, çoğu zaman üzeri naylon ile kaplıdır bu hem yağmurdan korur aynı zamanda çabuk kuruması sağlanır. Her bir tütün bitkisinin başına neredeyse 5 ya da 6 kez gidilir. Ne kadar sırık olduğu her gün sayılır not edilir ki  hesaplar karışmasın. Gerçi insanlar bunun da yolunu bulmuş, kaç dekar tütün ektilerse o kadar da sırık çıkar. Her gün sabahın köründe başlayan bu işlem gecenin ilk saatlerine kadar sürer ve bu toplama, dizme, kurutma ağustos sonu Eylül başına kadar devam eder. Diğer ellerin adı,  dip başı 3 yaprak alınır, sonraki ana el olur en büyük yapraklardır ve 3 ya da 4 yaprak alınır, ardından tepe ve uç gelir gerekirse filizler de toplanır  Tüm tütün sırıkları kuruyunca.  Depo görevi gören daha karanlık olan yerlere alınır ve ekim ortası gibi sonraki işlem olan paspal işlemine geçilir yine el emeği gerekli Ardından denk yapılır, yani bir kalıp içine sığdırılır bağlanır, istenen standartlara uygun olmalı denkler. Ardından son işlem satma işlemine geçilir  En eziyetli olan da bu, çünkü insanın tüm yıl başında durduğu el emeği göz nuru olan ürününe sözde uzman kişiler fiyat biçerler. Her seferinde düşük tutulur bu fiyatlar sanki verilen onca emek unutulmuş gibi. Sanki sen değil onlar gitti defalarca o tarlalara onlar ekti, kazdı, topladı, taşıdı, dizdi, astı, paspal yaptı, etti... Ne çok kelime ve işlem değil mi? İnsanın emeği hep asırlar boyu iç edilmiş, değer verilmemiş. Günümüzde ise daha da vahim  İnsan, kendine yetmeye çalıştıkça daha da herkese bağımlı hale getiriliyor  Oysa devir teknoloji çağ devri ama bazı şeyler hiç değişmiyor. Emek veren hep haksızlığa uğruyor...! Yine de her daim bir umut vardır Aylin Özgür
Ekleme Tarihi: 27 Ağustos 2024 - Salı

RODOPLARIN ALTINI,

Çalış çalış ellerin  altın tutsun, diye bir söz vardı eskilerde.
Bazen çok fazla çaba, altın değil ama kendi tutsaklığını getirir insana.
Şimdi nereden çıktı bu tütün ile başlayan yazı, diyenler olacaktır.
Sigara içenler bilir, sigaranın ana maddesi bir bitkidir, yapraklarında katran vardır, yapraklarına dokununca eller yapış yapış olur 
O mu bağımlılık yapar bilmiyorum ama 
Belli ki Rodoplarda yaşayan insanlar onu üretmek için neredeyse tüm zamanını ve hayatını o bitkiye tutsak eder.
Tütünün ana vatanı Amerika kıtasıdır oradan tüm dünyaya yayılmış tütün bitkisi ve birçok ülkenin ana geçim kaynağı olmuş

 

Rodoplarda bu ara çok fazla tütünle ilgilenen yok.
Eskilerde, neredeyse  herkes her yıl sadece tütün ile uğraşırdı orada yaşayan herkes 
Çünkü onlara şu ezberletilmişti, "bu topraklarda sadece tütün yetişir, başka bir şey yetişmez"
Günümüzde birçok kişi bu ezberi bozup, topraklarına farklı bitkiler ekerek denemeye başladı, baya cesaret gerektiren bir şey oysa ki.
Ezberletilmiş saptırılmış gerçek, deneyimleyerek öğrenilen gerçeğin her zaman bir adım önünde. Hiç düşündünüz mü neden?
Ah insan üşengeç olmasa, araştırmayı sevse, hemen ikna olmasa, kendi prensiplerini ve hayallerini takip etmeyi bilseydi, her şey çok başka olurdu 

Konumuza dönecek olursak, şubat ayında başlar herkes o yılın tütünüyle uğraşmaya, önce tohumları çimlendirilip, önceden hazırlanmış olan ocaklara ekilir.
Üzeri kapatılır, daha çabuk büyümesi için.
Ardından nisanın sonu mayıs başı gibi topraklar kazılır sıra  haline getirilip tütün fidanlarıyla donatılır tek tek belli bir mesafeyle ekilir çoğu zaman iki ya da üş kişiyle olursa çabuk olur işlem.
Ama sürekli eğil kalk eğil kalk belli zaman sonra bel ağrısı kaçınılmaz olur.
Ekilmesi planlanan tüm tarlalar bitince bu sefer tütün fidanlarının olduğu tarlalar tek tek kazılır dipleri toprak ile doldurulup yağmur yağması için dua edilir. Tütün bitkilerinin daha çabuk büyümesi için.
Haziran aylarında ilk yapraklar toplanmaya başlanır bitkinin sadece dip kısmından iki ya da üç yaprak alınır, bu işlemde seri olmak gerekli.
Herkes sabah daha şafak sökmeden tarlada yerini alır, öğle saatlerinde sıcak olmadan günlük toplama işlemi bitirilir, eve gidilir bir iki lokma yemek yenilir ve iğnelere dizme işlemine başlanır. İğneler yeşil tütün yapraklarıyla dolunca kırnap ipine boşaltılır tüm dizilenler 


İp belli bir uzunlukta olmalı son olarak kuruması için, daha önceden tütünler için yapılan yerlere kuruması için asılır, çoğu zaman üzeri naylon ile kaplıdır bu hem yağmurdan korur aynı zamanda çabuk kuruması sağlanır.
Her bir tütün bitkisinin başına neredeyse 5 ya da 6 kez gidilir.
Ne kadar sırık olduğu her gün sayılır not edilir ki  hesaplar karışmasın.
Gerçi insanlar bunun da yolunu bulmuş, kaç dekar tütün ektilerse o kadar da sırık çıkar.
Her gün sabahın köründe başlayan bu işlem gecenin ilk saatlerine kadar sürer ve bu toplama, dizme, kurutma ağustos sonu Eylül başına kadar devam eder.
Diğer ellerin adı,  dip başı 3 yaprak alınır, sonraki ana el olur en büyük yapraklardır ve 3 ya da 4 yaprak alınır, ardından tepe ve uç gelir gerekirse filizler de toplanır 
Tüm tütün sırıkları kuruyunca.
 Depo görevi gören daha karanlık olan yerlere alınır ve ekim ortası gibi sonraki işlem olan paspal işlemine geçilir yine el emeği gerekli
Ardından denk yapılır, yani bir kalıp içine sığdırılır bağlanır, istenen standartlara uygun olmalı denkler.
Ardından son işlem satma işlemine geçilir 
En eziyetli olan da bu, çünkü insanın tüm yıl başında durduğu el emeği göz nuru olan ürününe sözde uzman kişiler fiyat biçerler.
Her seferinde düşük tutulur bu fiyatlar sanki verilen onca emek unutulmuş gibi. Sanki sen değil onlar gitti defalarca o tarlalara onlar ekti, kazdı, topladı, taşıdı, dizdi, astı, paspal yaptı, etti... Ne çok kelime ve işlem değil mi?
İnsanın emeği hep asırlar boyu iç edilmiş, değer verilmemiş. Günümüzde ise daha da vahim 
İnsan, kendine yetmeye çalıştıkça daha da herkese bağımlı hale getiriliyor 
Oysa devir teknoloji çağ devri ama bazı şeyler hiç değişmiyor.
Emek veren hep haksızlığa uğruyor...!
Yine de her daim bir umut vardır
Aylin Özgür

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve rotayonhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.