Şu evrende nefes aldığımız her an kıymetli, her an özel.
Her can değerli…
Ânın içinde anlar var ki kutsal sayılan, özenilen, baş tacı edilen.
Her inanışın kendine göre özel günleri, geceleri, bayramları...
Kuranın da kutsal saydığı bir gündeyiz, gecesini karşılamak üzereyiz…
Ne diyor Mevlânâ:
“Her olayı hayır bil,
Her geceyi Kadir bil,
Her geleni Hızır bil…”
Elbet bugünlerde kendimize daha bir çeki düzen vermek güzel.
Geçmişi, geleceği temize çekmek.
Hayat sarmalımızın muhasebesini yapmak…
Kendimiz için istediklerimizi evrendeki tüm canlar için de gönülden dilemek…
Düşkünü yoklamak, elinden tutmak.
Hastayı ziyaret, eşi dostu arayıp sorma.
Bir yetim çocuğu donatıp doyurma.
Bir sokak canının önüne suyla mama bırakma,
Dünyaya bir dal fidan dikme.
Yeşili koruma…
Havanın, suyun, toprağın, insanın kıymetini bilme…
Bu kutsal günler aslında insanî tüm duygularımızı içimizde saklı yerlerinden çekip çıkarma vesilesi.
Dargınların barışması, insanların omuz omuza vermesi için köprü günler.
Her ânını insanca yaşayabilmek için çalışanlara ne mutlu.
Her daim yüzü, yüreği gülüp, tüm canları kucaklayabilenlere.
Benlikten çıkıp bizliğe, insanlığa geçenlere.
Her günü Kadir, her canı değerli bilenlere.
Ne mutlu bu dünya güzelleşsin diye her saniye aynı güzel ritimde atan kalplere…