Biri yüzbaşıydı, diğeri saka eri…
Saka eri, yüzbaşına bir mektup uzatıyor, o da bir asker anasının yazdığı duygu dolu mektubu bizlere okuyordu.
O gün oğullarımın ikisini aynı sahnede, arkadaşlarıyla Çanakkale Savaşı’nı anlatan oyunda izlediğimde içim, tarifsiz sevinç ve gurur, bir o kadar da hüzünle dolmuştu.
Oyun sonunda, çok sevdiğim Çanakkale Türküsü’nü birlikte söylemiştik:
“Çanakkale içinde aynalı çarşı,
Ana ben gidiyom, düşmana karşı,
Off gençliğim eyvah…”
Bu türküyü, zaman zaman gözlerinden yaşlar süzülerek mırıldanırmış dedem Ömer Tuna…
Kendisini hiç tanıyamadım. Büyüklerimden öğrendiğim kadarıyla, savaşta kafatasının yarısını şarapnel parçasıyla kaybeden, Çanakkale Gazisi dedem…
Savaş anılarını, arkadaşlarını yad ederek bu dünyadan göçüp gitmiş.
Eşim de gazi olan dedesi Osman Memişoğlu’nu hiç görmemiş.
Birçok cephede, cesurca savaşan bir Türk askeri olarak tanımış atasını.
Anadolu’nun hemen her evinden buna benzer hikâyeler duyarız.
Hepimizin geçmişinde, bir şehidi, gazisi vardır saygıyla andığı.
Çanakkale Şehitliğindeki mezar taşlarını okuduğumuzda;
yurdun dört bucağından kopup gelmiş, binlerce “ana kuzusunun” hüznü kaplar yüreğimizi…
Çanakkale hem geçilmezimiz, hem gururumuz, hem de içimizdeki yaramız bizim.
Her andığımızda, akıttığımız gözyaşımız…
252 bin vatansever yüreğimiz…
57 bin şehidimiz,
21 bin hastalıktan ölüm, 10 bin kayıp, 100 bin yaralı,
Çeşitli hastalığa yakalanmış 64 bin askerimiz,
Tamamı şehit olan 57. Alayımız
Binlerce mektepli, okumuş şehit gencimiz,
Onbeşlilerimiz…
Geride bıraktıkları gözü yaşlı ana, baba, eş ve yetimlerimiz…
Her 18 Mart yüreğimiz “Çanakkale” diye atar bizim…
En güzeliyle, en özeliyle anmak isteriz o dönemi, vatanı uğruna canlarını veren “güzel insanları”…
Ömer Dedemin bir fotoğrafı var, Osman Dedemizin yok maalesef…
Gençlerimiz atalarından aldıkları mirasla gururlu. Vatanımızı ve bayrağımızı en iyi şekilde sevip, sahiplenip, koruyacaklar.
Buna yürekten inanıyor ve dualarıma katıyorum.
Ruhunuz şad olsun güzel insanlar, nur içinde yatın, sizleri seviyoruz ve saygıyla anıyoruz.
Her geçen gün yaptıklarınızın kıymetini daha çok anlıyoruz.
.