Bir Arife günü sabahında taptaze tutulmuş güneş vuruyor bahçeye.
Limon. koşup geliyor.
Birazdan çimlerin üstüne yatıverecek “beni sev” diye.
Bu yıl kiraz ağacı coşkulu.
Çiçeklerini açtıkça açtı.
Güneş dalların arasında oynaşıp duruyor.
Arılar bal toplama telaşında.
Serçeler gün ışırken başladılar ötmeye.
Bir kuş sesi farklı ama aralarında.
Sesten türünü tanıyan bir program var hani oradan çıktı ismi:
Ardıç kuşu veya Nar bülbülü..
Resmine baktım pek tatlı, sesi gibi…
Arife, belirli bir günün, olayın bir önceki günü demek.
Bayramın önceki günü.
Hazırlıkların son dokunuşu yapılacak bugün.
İftar vakti oruçlular bu ayın son iftarı için sularını yudumlayacaklar duayla.
Çocuklar bayramlıklarını bir koyup bir alacaklar ellerine mutlulukla.
Anneleri arife sularına karıştıracak onları gün bitmeden.
Şeker, çikolata kutuları, kolonya şişeleri doldurulacak.
Baklavalar, börekler açılacak.
Anneler yatmadan son bir kez mutfağı elden geçirecekler.
Perdeleri düzeltip, koltukların yastıklarını kabarta yerleştirecekler.
İnananlar yarın taze bir bayrama uyanacaklar.
Bugün arife.
Bayram öncesinin tatlı telaşı.
Tüm acılara, savaşlara, yitenlere, gidenlere rağmen kalanlar için bir umut günü.
Arınma günü.
Dua, dilek günü.
Haydi birleştirelim ellerimizi.
Yüreklerimizi.
Gönülden dileyelim:
Bu bayram her toprağa, eve, yurda, cana iyilik, güzellik, sevgi, huzur, barış ve şifa getirsin.