Vişneler bizim bahçeden demek isterdim ama vişne ağacımız yok maalesef.
Bugün dışarıda bir telaşlı işim vardı.
Etrafı görmez halde yürürken yaşlı bir amca çıktı yoluma.
Bahçesinden topladığı meyveleri toplamış gelmiş.
Vişne, erik, dut, kiraz
Fiyatları da markete göre iyi.
İlaçsız ve doğal olduğu o kadar belli ki.
İrili ufaklı, yaprakları üstünde.
Amcanın hali zaten ortada.
Erikler minnak minnak.
Kirazlar artık geçmek üzere.
Vişnelerinden aldım biraz.
Öyle market vişnesi gibi iri değil ama minik ve taze.
Hepsinden mühimi amca iki kilo daha ürün sattığı için mutlu.
Haziran sıcağında bozulmadan elden çıkarma telaşında hâliyle.
Şehrin ortasında, köylük yerin ağacından gelmiş meyveye kavuştuğum için ben de mutluyum tabii.
O kadar değerli ki bu doğallıkta meyveler, sebzeleri bulmak.
O kadar üzücü ki bunların giderek azaldığını bilmek.
Şimdi ben bunları iyice yıkadım.
Birazdan ayıklayıp birer kâse ölçüde poşetlere yerleştirip buzluğa koyacağım.
Yazın sıcağında kaynatılıp tatlandırılan vişnelerden ne güzel içecek olur.
Kışın gerekirse çıkarıp şekere yatırıp vişne reçeli de yapılır hem.
Ya da turtaların üstünü nasıl da süsler bu cânım meyve.
Ve burada meyve bahçesinden ekmeğini kazanan bir yaşlı amcanın hikâyesi baki kalır…
Hepsine sevgi ve hürmetle…
Dilek Tuna Memişoğlu