İnsan bazen hayatın içinde aradığı özellikleri, kendisinde eksik olduğunu düşündüğü yönleri başkalarında bulmayı umar.
Zihnimizin köşelerinde ince ince işlediğimiz bir düş vardır:
Belki bir gün karşıma benim olmak isteyip de olamadığım bir insan çıkar ve o, beni tamamlar.
Oysa bu düşünce, kendi boşluğumu başkasının varlığıyla doldurabileceğime inanmaktan başka bir şey değildir.
Hayatı, bir terziymişsiniz gibi ve önce kendi üzerinize uygun bir kıyafet dikecekmişsiniz gibi düşünün
çünkü elinizdeki kumaş, iğne, iplik ve ölçüler başkasına göre değil, kendinize göre alınmıştır.
Eğer kendi bedeninize göre değil de bir başkası için elbise dikmeye kalkarsanız
ne o elbise başkasına tam olur ne de kendisi bu elbisenin faydasını görür.
Zira o kumaş, ancak sahibine yaraşır.
Kendi içimize dönüp bakmadığımız, eksikliklerimizi kabul etmediğimiz sürece, başkasına o elbiseyi giydirebilmek mümkün olmaz.
Kendi içinde var olmayan bir şeyi başkasında bulmak, sonu olmayan bir yolculuk gibidir.
Bu yolculukta, her durağımızda hayal kırıklığına uğrarız çünkü aradığımız şey dışarıda değil, içeridedir.
Eğer içindeki zenginliği fark etmeden sürekli dışarıya bakarsan, senin gözlerinle bakan birini bulmak zordur.
Bir başkasında bulmak istediğimiz güzellikleri önce kendi içimize dikmeliyiz.
Mesela, sabrı bir kumaş olarak düşünelim.
Eğer sabırlı bir insan olmayı beceremezsen, hayatın karşına sabırlı insanlar çıkarmasını beklemek haksızlık olur.
Sen o kumaşı kendi iç dünyana eklemelisin, onu nakış gibi işleyerek, içindeki her düğümü sabırla çözmelisin.
Çünkü başkasında görmek istediğin her güzel özellik, senin içindeki kumaşta var olmalıdır.
Yoksa her giydirmeye çalıştığın elbise, üzerimize olmayacak ve bizi hayal kırıklığına uğratacaktır.
Sonuçta, sen hangi kıyafeti giyersen dünya sana o gözle bakar. Sen neysen, dünya da odur.
Kendi eksiklerini kabul edip onları tamamladığın anda, başkasına da giydirebileceğin en güzel kıyafeti dikmiş olursun: Kendin olmanın huzuru.
Bu elbiseyi başkasına giydirmek değil, başkasının senin varlığındaki özgünlüğü görmesini sağlamaktır.
Her şey dönüp dolaşıp kendine varır; sen neysen , onu yaşarsın.
Nimet Ünal Mızraklı
@nisanrain