29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nın sabahında mutlulukla uyandı kalbim.
101 yaşında köklü bir Cumhuriyet çınarının çocuğu, kadını olmaktan duyduğum gururla…
Kaç gün öncesinden astık balkonu kaplayan bayrağımızı.
Her sabah camdan selamlıyorum kahvemi içerken.
Her sabah gülümsüyorum ay ve yıldıza…
Bayrağımızı gördükçe içim umutlanır benim,
Her Türk gibi.
Güvende hissederim kendimi.
Selam durmak gelir içimden önünde saygıyla.
Her Cumhuriyet Bayramı’nda tazelenir ruhum.
“Atatürk” derim.
İyi ki bu toprakların evladı olarak sahip çıkmış vatanına canım Mustafa Kemal.
Ömrünü bu Cumhuriyeti kurmak için adamış.
Kendisi gibi vatan evladı arkadaşlarıyla.
“Şehitlerimiz” derim,
“Gazilerimiz”…
Cumhuriyet kurulana değin canıyla, kanıyla savaşmış.
Erkeğimiz, kadınımız, gencimiz, yaşlımız…
101 yaşındaysa bu soylu Cumhuriyet,
Atalarımızın vatan sevdası sayesinde.
Anadolu toprağına sımsıkı bağlılığıyla böyle.
Bizler, onların torunları; bayrağımıza, vatanımıza, Atamıza sahip çıkmak boynumuzun borcu.
Bizler, Cumhuriyet çocukları, her bayram daha coşkulu kutlamalıyız bu şanlı günü.
Her bayram tazelemeliyiz içimizdeki “vatan” sevgisini.
Her bayram söz vermeliyiz bu ülke için çalışmaya.
Bu toprakları korumaya.
Bereketlendirmeye...
Bizler, Anadolu çocukları;
Bozuk ne varsa haydi tamire,
Haydi yenilenmeye,
Yeniden doğmaya,
Bu ülkeyi yeniden düzeltmeye,
Özümüze dönmeye.
Atalarımızın ruhu o vakit huzura kavuşur ancak.
O vakit bayram tam manasıyla kutlanır.
Haydi sahip çıkmaya!Cumhuriyetimize,
Bayrağımıza,
Anadolu’nun altın topraklarına…