Reklam kod içeriği yüklenmemiş.
Dilek Tuna Memişoğlu
Köşe Yazarı
Dilek Tuna Memişoğlu
 

NARİN ÇOCUKLAR ÜLKESİ

Günlerdir bir küçük yavrunun acısını, bu dünyadan göçüp gidişini konuşuyoruz. Günlerdir bir “narin” çocuk bizi kendine bağladı. Sekiz yıllık kısa ömrünün tüm hikâyesinin detaylarını merak ettik. Üstüne kendi hayalimizdeki öyküleri ekledik… Ağlattı bizi Narin. Öfkelendirdi. Ona bunu yapanlara öfke duyduk. Bu yozlaşmaya, bozulmaya… Uzun zaman konuşulup duracak Narin’in gidişi, gülüşü, hayatı… İlk değildi o. Daha nice yavruyu yitirdik maalesef. “Son olsun ne olur Allahım” diyoruz, başka çocuk, bebek öyküleri çıkıyor önümüze. Konuşmaktan, yazmaktan 'ar' ettiğimiz yaşanmışlıklarıyla… "Ne yapacağız, ne edeceğiz, nereye gidiyoruz? diye vahlanıyoruz sürekli. Çok dert var bu topraklarda, yığınla acı maalesef ve bunların içinde özellikle  gündemimiz "narin çocuklarımız..." Bu dünyadan koparılıp giden. Kayıp yavrularımız... Ve yaşamın içinde silinip gidenler, yaşarken göremediklerimiz... Ya yaşayan “narin”ler ne olacak? Dört duvar arasında en yakınlarından "her türlü şiddet"i gören “narin”ler? Her gece yastığı gözyaşıyla ıslanan. Yokluk içinde bir kuru ekmekle karnını doyuranlar? Okul yolundaki çocuklara imrenerek bakanlar, okula gidemeyenler, gönderilmeyenler? Çocuk yaşta gelinlik giydirilenler? Doğum yapan çocuk anneler? Fabrikaların, yerin altındaki ışıksız depoların, tarlaların çocuk işçileri? Ailesiyle insanca yaşamdan uzak, çadırlarda kalıp karın tokluğuna fındık toplayan, pamuk toplayan yavrular? Onların yara bere içindeki narin ellerine, dünyanın nimetlerine hasret narin yüreklerine ne edeceğiz? Var mı merhemimiz? Ellerine sürelim, pamuk gibi olsun o minik eller? Var mı çaremiz, projemiz? Eğitim hakkına sahip her yavru hakkıyla eğitim alsın, büyüsün meslek sahibi olsun. Okul yolunda beslenmeleri dolu olsun. Evlerinde süt içebilsinler, et yiyebilsinler. Var mı çareniz,  Çaremiz? Üzüntülerimizin yanında, "bu ülkenin çocukları, gençleri için neler yapabiliriz?" bunları da düşünsek keşke. İş işten daha çok geçmeden. Daha çok Narin’i yitirmeden. Bir şeyler yapsak. Her seferinde 'keşke' demek yerine, suçlamak yerine, öfkelenmek yerine,  Sakince düşünsek, Harekete geçsek… @diletuna
Ekleme Tarihi: 17 Eylül 2024 - Salı

NARİN ÇOCUKLAR ÜLKESİ

Günlerdir bir küçük yavrunun acısını, bu dünyadan göçüp gidişini konuşuyoruz.

Günlerdir bir “narin” çocuk bizi kendine bağladı.

Sekiz yıllık kısa ömrünün tüm hikâyesinin detaylarını merak ettik.

Üstüne kendi hayalimizdeki öyküleri ekledik…

Ağlattı bizi Narin.

Öfkelendirdi.

Ona bunu yapanlara öfke duyduk.

Bu yozlaşmaya, bozulmaya…

Uzun zaman konuşulup duracak Narin’in gidişi, gülüşü, hayatı…

İlk değildi o.

Daha nice yavruyu yitirdik maalesef.

“Son olsun ne olur Allahım” diyoruz, başka çocuk, bebek öyküleri çıkıyor önümüze.

Konuşmaktan, yazmaktan 'ar' ettiğimiz yaşanmışlıklarıyla…

"Ne yapacağız, ne edeceğiz, nereye gidiyoruz? diye vahlanıyoruz sürekli.

Çok dert var bu topraklarda, yığınla acı maalesef ve bunların içinde özellikle  gündemimiz "narin çocuklarımız..."

Bu dünyadan koparılıp giden.

Kayıp yavrularımız...

Ve yaşamın içinde silinip gidenler, yaşarken göremediklerimiz...

Ya yaşayan “narin”ler ne olacak?

Dört duvar arasında en yakınlarından "her türlü şiddet"i gören “narin”ler?

Her gece yastığı gözyaşıyla ıslanan.

Yokluk içinde bir kuru ekmekle karnını doyuranlar?

Okul yolundaki çocuklara imrenerek bakanlar, okula gidemeyenler, gönderilmeyenler?

Çocuk yaşta gelinlik giydirilenler?

Doğum yapan çocuk anneler?

Fabrikaların, yerin altındaki ışıksız depoların, tarlaların çocuk işçileri?

Ailesiyle insanca yaşamdan uzak, çadırlarda kalıp karın tokluğuna fındık toplayan, pamuk toplayan yavrular?

Onların yara bere içindeki narin ellerine, dünyanın nimetlerine hasret narin yüreklerine ne edeceğiz?

Var mı merhemimiz?

Ellerine sürelim, pamuk gibi olsun o minik eller?

Var mı çaremiz, projemiz?

Eğitim hakkına sahip her yavru hakkıyla eğitim alsın, büyüsün meslek sahibi olsun.

Okul yolunda beslenmeleri dolu olsun.

Evlerinde süt içebilsinler, et yiyebilsinler.

Var mı çareniz, 

Çaremiz?

Üzüntülerimizin yanında, "bu ülkenin çocukları, gençleri için neler yapabiliriz?" bunları da düşünsek keşke.

İş işten daha çok geçmeden.

Daha çok Narin’i yitirmeden.

Bir şeyler yapsak.

Her seferinde 'keşke' demek yerine, suçlamak yerine, öfkelenmek yerine, 

Sakince düşünsek,

Harekete geçsek…

@diletuna

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve rotayonhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.