Reklam kod içeriği yüklenmemiş.
Dilek Tuna Memişoğlu
Köşe Yazarı
Dilek Tuna Memişoğlu
 

ORALARDA BİLMEDİĞİMİZ KÖYLER VAR UZAKLARDA

Adı sanı bilinmemiş köylerden geçiyorum. Gün yüzü değmemiş insan öyküleri topluyorum Mezopotamya’nın bereketli topraklarından. Gönlü geniş Anadolu insanlarının sofralarında bağdaş kuruyorum birkaç gündür. Kendi yaptıkları yoğurdu, peyniri paylaşıyorlar benimle. Sevinçlerini, umutlarını, çaresizliklerini. Yokluklarını. Suyu, elektriği olmayan köylerden geçiyorum. Kadın öyküleri topluyorum toprak damlı, duvarlı küçük gün ışığı sızan pencereleri evlerden. Gözleri pırıl pırıl genç kızların ellerin tutuyorum. Elleri toprak gibi kabuk bağlamış. Kalem tutmalı bu eller oysa ki. Kitap sayfası çevirmeli. Bir yol olmalı tüm bunlara çare. Bir parça umut bırakmak  istiyorum sarılıp vedalaşırken. “Her şey iyi olacak, düzelecek, merak etmeyin” diyebilmek. İnsan öyküleri topluyorum adı unutulmuş köylerin yapılmamış tozlu yollarında giderken. Sahici, bizden, bu topraklardan. Anadolu’dan… Oralarda çok köy var uzaklarda. Bizim köylerimiz. İnsanlarımız… Küçücük pencereli, toprak damlı, duvarlı evler. Işığı güneşten. Geçimi hayvancılıktan. Aşını hâlâ yaktığı ateşte pişiren, Çamaşırını elde yıkayıp günde kurutan, Çocuğu kendi kaderini görmesin isteyen kadınlarımız. Oralarda bir yerlerde, görmediğimiz, duymadığımız çok köy var. Sesi uzaklardan gelen bir türkü gibi, ağıt gibi Anadolu insanı. Ta yüreğe işleyen ince sızı bu toprakların öyküsü…
Ekleme Tarihi: 27 Mayıs 2024 - Pazartesi

ORALARDA BİLMEDİĞİMİZ KÖYLER VAR UZAKLARDA

Adı sanı bilinmemiş köylerden geçiyorum.
Gün yüzü değmemiş insan öyküleri topluyorum Mezopotamya’nın bereketli topraklarından.
Gönlü geniş Anadolu insanlarının sofralarında bağdaş kuruyorum birkaç gündür.
Kendi yaptıkları yoğurdu, peyniri paylaşıyorlar benimle.
Sevinçlerini, umutlarını, çaresizliklerini.
Yokluklarını.


Suyu, elektriği olmayan köylerden geçiyorum.
Kadın öyküleri topluyorum toprak damlı, duvarlı küçük gün ışığı sızan pencereleri evlerden.
Gözleri pırıl pırıl genç kızların ellerin tutuyorum.
Elleri toprak gibi kabuk bağlamış.
Kalem tutmalı bu eller oysa ki.
Kitap sayfası çevirmeli.
Bir yol olmalı tüm bunlara çare.
Bir parça umut bırakmak  istiyorum sarılıp vedalaşırken.
“Her şey iyi olacak, düzelecek, merak etmeyin” diyebilmek.
İnsan öyküleri topluyorum adı unutulmuş köylerin yapılmamış tozlu yollarında giderken.
Sahici, bizden, bu topraklardan.
Anadolu’dan…
Oralarda çok köy var uzaklarda.
Bizim köylerimiz.
İnsanlarımız…


Küçücük pencereli, toprak damlı, duvarlı evler.
Işığı güneşten.
Geçimi hayvancılıktan.
Aşını hâlâ yaktığı ateşte pişiren,
Çamaşırını elde yıkayıp günde kurutan,
Çocuğu kendi kaderini görmesin isteyen kadınlarımız.
Oralarda bir yerlerde, görmediğimiz, duymadığımız çok köy var.
Sesi uzaklardan gelen bir türkü gibi, ağıt gibi Anadolu insanı.
Ta yüreğe işleyen ince sızı bu toprakların öyküsü…

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve rotayonhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.