“Ne zaman, nerede yazıyorsun, okuyorsun?”Diyenlere cevabım;
Sabah en taze zamanlarda.
Gece sessizlikte.
Bulduğum her küçük zaman diliminde.
Çorbayı karıştırıp kaynamaya başlayınca altını kısıp pişmesini beklerken.
Fırına kek atıp çayın altını yaktıktan sonra.
Evi süpürüp silmeye geçmeden az soluklanıp kendime kahve yaptığımda.
Çiçekleri koyduğum küçük masanın bir ucunda.
Yola bakan pencerenin kenarında.
Nadiren yazı masamda.
Bir arkadaşımla buluşmaya gittiğimde onu beklerken.
Alışveriş sonrası dinlenirken.
Uzun metro yolculuklarında.
Karavan seyahatlerinde.
Sevdiğim bir şarkıyı dinlerken.
Mutfakta.
Parkta.
Bahçede.
Çimenlerin üstünde, ağaç altlarında.
Denizin mavisine dalıp gitmişken.
Alışveriş merkezinde bulduğum bir köşede…
Kafede, pastanede.
Sevinçliyken,
Üzgünken,
Kendimi yalnız hissederken…
Bulduğum her zaman dilimi, her küçük köşe okumak ve yazmak için saklı bir kütüphane adeta benim için.
Beni saran bir kitap o anda tüm dünyam.
Bilgisayarım, yoksa kalemim defterim daha ne isterim?
Yazmak isteyenler için sözüm, bahaneleri atın arkanıza.
İstiyorsanız başlayın.
Hemen şimdi, bulduğunuz en uygun yerde yazın ve okuyun.
Ve hep devam edin.
Aşkla, sevgiyle, sabırla, ısrarla sarılın kâğıda, kaleme, kitaplara…
İnstagram : @diletuna
Twitter:dile_tuna