Gözünün alabildiğince,bir tabloya gizlenmiş gibi renklerle bezeli manzaraya sunmuştu hayallerini. Elinde tuttuğu termosundan kahvesini yudumlarken sandalyesinin sallanmasındaki konforuna tutunuyordu.Burda öylece yapayalnız, sessizlikle sımsıkı bütünleşmiş bedeni bir kuş sesinin ani feryadıyla irkildi.Önce biraz ürperdi ama kısa bir süre sonra kapıda beliren dedesini görünce rahatladı. Dedesi yaşına rağmen dağ gibi dimdik ve çakmak gibi bakan yemyeşil gözleriyle de hala çok yakışıklı bir adamdı. Yanındaki koltuğa oturan ve film karelerindeki o aristokrat adam edasıyla bir duruş sergileyen dedesine öylece bakıp nekadar şanslı olduğunu düşündü. Dedesi hiçbir zaman bir aristokrat olmadı,hatta ve hatta hiçbir zaman çok parasıda olamadı.Ancak öyle derin bir kalbi ve ruhu vardı ki hiçbir dönem bunların eksikliğini hissetmediğini söylerdi. Sanırım hayatı boyunca hissetmediği tüm eksikliği eşinin kaybıyla yaşadı... Bir anda dudaklarının kenarındaki hiç durmayan tebessüm yerini kıvrımlarından arınmış düz bir çizgiye bıraktı.Bu yaşına kadar sürekli dinlese de hiçbir zaman bıkmadı onların aşkından.. Her defasında farklı bir detaya takıldı, her defasında başka bir dünyaya daldı... Bazen onların mutluluğu ile mutlu oldu, bazende çok kıskandı.Yoklukla heder olan hayatlarının ortasında birbirlerine tutulup güçleriyle kenetlenip nasıl da herşeye göğüs gerdiklerini düşününce süper kahramana dönüşüyorlardı. Ne genç kızlık döneminde ne de yetişkin bir kadın olduğunda, hayatının hiçbir karesinde bu duygulara sahip olamadı... Olan kimseyede denk gelmedi... Sevgili okurlar, haftaya bu aşkın her detayını okumaya devam edeceğiz..Hazır mısınız bu büyük aşkın şahitliğine? O zaman hikayemiz başlasın...
Anasayfa
Yazarlar
Hülya Ölçücüoğlu
Yazı Detayı
Bu yazı 5774+ kez okundu.
BEKLENTİLERİN GÖÇÜ
Gözünün alabildiğince,bir tabloya gizlenmiş gibi renklerle bezeli manzaraya sunmuştu hayallerini. Elinde tuttuğu termosundan kahvesini yudumlarken sandalyesinin sallanmasındaki konforuna tutunuyordu.Burda öylece yapayalnız, sessizlikle sımsıkı bütünleşmiş bedeni bir kuş sesinin ani feryadıyla irkildi.Önce biraz ürperdi ama kısa bir süre sonra kapıda beliren dedesini görünce rahatladı. Dedesi yaşına rağmen dağ gibi dimdik ve çakmak gibi bakan yemyeşil gözleriyle de hala çok yakışıklı bir adamdı. Yanındaki koltuğa oturan ve film karelerindeki o aristokrat adam edasıyla bir duruş sergileyen dedesine öylece bakıp nekadar şanslı olduğunu düşündü. Dedesi hiçbir zaman bir aristokrat olmadı,hatta ve hatta hiçbir zaman çok parasıda olamadı.Ancak öyle derin bir kalbi ve ruhu vardı ki hiçbir dönem bunların eksikliğini hissetmediğini söylerdi. Sanırım hayatı boyunca hissetmediği tüm eksikliği eşinin kaybıyla yaşadı... Bir anda dudaklarının kenarındaki hiç durmayan tebessüm yerini kıvrımlarından arınmış düz bir çizgiye bıraktı.Bu yaşına kadar sürekli dinlese de hiçbir zaman bıkmadı onların aşkından.. Her defasında farklı bir detaya takıldı, her defasında başka bir dünyaya daldı... Bazen onların mutluluğu ile mutlu oldu, bazende çok kıskandı.Yoklukla heder olan hayatlarının ortasında birbirlerine tutulup güçleriyle kenetlenip nasıl da herşeye göğüs gerdiklerini düşününce süper kahramana dönüşüyorlardı. Ne genç kızlık döneminde ne de yetişkin bir kadın olduğunda, hayatının hiçbir karesinde bu duygulara sahip olamadı... Olan kimseyede denk gelmedi... Sevgili okurlar, haftaya bu aşkın her detayını okumaya devam edeceğiz..Hazır mısınız bu büyük aşkın şahitliğine? O zaman hikayemiz başlasın...
Ekleme
Tarihi: 31 Temmuz 2024 - Çarşamba
BEKLENTİLERİN GÖÇÜ
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.