Bir ışık düşünün; parlak, güçlü ve her şeyi aydınlatabilecek kadar etkileyici. Ancak, onu bir örtünün altına saklamışsınız. Ne kadar güçlü olsa da, o ışığın varlığı yalnızca onu yakından bilenler tarafından fark edilir. Kadınların iş hayatındaki başarıları da bu ışık gibi. Parlıyorlar, hatta bazen bir odayı aydınlatabilecek kadar güçlüler, ama çoğu zaman kendi başarılarını örtünün altına saklayıp sessizce varlıklarını sürdürüyorlar. Neden mi? Çünkü görünür olmanın getirdiği baskı, sessiz kalmanın huzuruyla yarışamıyor.
Kadınlar başarılarını övmekten çekinirler; çünkü övgünün getirdiği dikkat, onlar için genellikle gereksiz bir yük gibi hissettirilir. Toplumun onlara biçtiği rol, alçakgönüllü ve fedakâr olmaktır. Başarılarını gözler önüne serdiklerinde, sanki bu rolü ihlal ediyorlarmış gibi bir hisse kapılırlar. Başarılarına alkış beklemek, toplumsal normlarla çatıştığı için geri adım atarlar. Onlar da bu yüzden başarılarının üstüne bir perde çeker, kimse görmesin diye saklarlar.
Bir kadın, tıpkı derin kökleriyle toprağa sıkı sıkıya tutunmuş bir ağaç gibi, iş dünyasında ayakta kalmaya çalışır. Büyür, dallarını uzatır, meyve verir. Ancak bu ağaç, meyvelerini göstermekte tereddüt eder. Belki de birileri dallarını keser korkusuyla, belki de meyvelerinin diğer ağaçlar kadar büyük olmadığına inanır. Halbuki her bir meyve, onun emeğinin ve sabrının bir ürünüdür, ama görünmek istemez. Toprağın altında saklı o köklerin gücünü kimse bilmez, sadece ağaç bilir.
Bir başka benzetmeyle, kadınların başarılarını övmedikleri bu durum, denizde yüzeye çıkmayan bir su altı volkanı gibidir. Yerin derinliklerinde muazzam bir güç birikir, bir enerji toplar. Ancak bu güç, yüzeye çıkmaz, kaybolur gider. Kadınlar da iş dünyasında büyük işler başarır, projelere yön verir, ekipler yönetir; ama bu başarılar genellikle suyun altında kalır. Onlar başarmışlardır, ama başardıklarını yüksek sesle söylemezler. Çünkü o başarı, sanki kendi kendine olmuş gibi algılanır ya da değeri hafife alınır.
Bu sessizlik, iş dünyasında görünmezliğe neden olur. Kadınlar, yaptıkları işleri kendi adlarına konuşsun diye beklerler. Ancak iş dünyası, ne yazık ki övgüyü bağıranların duyulduğu bir alan. Kadınlar, sessizliklerinin onları bir adım geride tuttuğunu fark ettiklerinde ise, o duvara çarparlar. Oysa başarılarını anlatmak, bir kibir değil, kendi ışıklarını başkalarıyla paylaşmaktır. Çünkü başarılarıyla görünür olmak, sadece kendilerini değil, aynı zamanda diğer kadınlara da yol açmak anlamına gelir.