..... Büyülü anların, kötü haberle yerle bir olma gibi alışkanlıkları vardır.
Julidenin bir süredir kendini iyi hissetmeyen ve bunu kimseye anlatmayan dedesi vefat etmişti.
Bazı anlar vardır, sonsuz gibi gelen, bazı anlar ise asla istenmeyen
Mutluluk eşittir mutsuzluk mu, gerçekten?
....................................................................
Julideye haber ulaşır ulaşmaz hemen yola düşmüştü, içini de kemiren sızlayan vicdanla birlikte.
Dedesine her "nasılsın" diye sorduğunda "iyiyim, kızım yaş gitti, buna da şükür" derdi hep.
Arabada durmadan ağlıyordu, kan bağı yoktu aralarında ama onlar onun her şeyi olmuştu, bunun farkında olan Kevin onu teselli etmeye çalışsada başarılı olamıyordu.
Julide, sürekli "onu üzdüm mü acaba" diye sormaktan heba etti kendini.
Gözyaşları durmadan, şiddetli sağanak yağmur gibi boşalıyordu gözlerinden.
Eve vardığında, herkes toplanmıştı eski kayınvalidesi de oradaydı ama konuşmadılar.
Babaannesi, kapatmıştı kendini bir odaya kimseyle görüşmek istemiyordu tek Julide gelsin diye tembih etmişti.
"Babaanne, dedem neden gitti?" diyebildi sadece.
Babaannesi ise "gitmesi gerekti kızım ama mutlu gitti, çünkü sen mutluydum, bu onun en büyük hayaliydi, senin mutlu olman, üzülme, çok ani gitti sadece, birazcık olsun hasta olsaydı alıştırırdık kendimizi, takdir'i ilahi be kızım, az önce iyidi sonra yorgunum deyip kestirmeye giden adam bir daha uyanmadı, üzülme demeyeceğim çünkü hepimiz üzgünüz, hayat arkadaşım yok artık tek başıma kaldım" dedi Babaannesi boynunu büküp.
Bu acı çok farklıydı, nasıl başa çıkacaklardı?
Cenazeden sonra herkes evlerine dağılmıştı.
Julide son kalan misafirleri de geçirip, babaannesine sakinleştirici vermek için odasına gittiğinde onu orada bulamadı.
Gül bahçesinde oturup ağlıyordu.
Kaç yıllık hayat arkadaşını kaybetmişti, kolay olmayacaktı.
..................................................................
Bir süre sonra herkesin hayatı kaldığı yerden devam etti.
Kevin bir kaç kez gelip gitmişti ülkeye.
Julideyle bir an önce evlenmek istiyordu. Ondan ayrı kaldığı her an zor gelmez olmuştu ona.
Julideye, "ne zaman evlenelim" diye sordu
Julide, "Kevin anlıyorum seni ama babaannemi bu halde bırakamam, burada yaşayalım desem, kabul etmezsin biliyorum, seni de kırmak istemiyorum ama babaannem benim her şeyim.. Kendi ailem var ama bak cenazeye bile gelmediler" son sözlerini ağlayarak söylemişti.
"Julide bir süre kalabiliriz ama sonsuza kadar değil, sende üzülme lütfen, onları da öyle kabul et, değiştiremeyiz kimseyi bu saatten sonra, zamanı da geri alamayız. Tarihe karar verip nikah günü almaya gidelim, sonra da kimleri davet ederiz onu düşünelim, ne dersin?" diye sordu Kevin.
Julide, olumlu yönde başını salladı sadece.
Babaannesi, Julideye mutlu olması gerektiği telkininde bulunuyordu her an...
"Sen çok ama çok mutlu ol kuzum, dedenin gözleri arkada kalmasın, beni de düşünme" dese de Julidenin vicdanı hafifleyip kaldığı yerden devam edemiyordu.
Ve büyük gün gelmişti.
Kevin ve Julide evleniyordu.
İkisi de sade bir nikah töreni konusunda ısrar etmişti, yine de çok misafirleri gelmişti.
Jukide, Ailesine sadece bahsetti, gelmek isterseniz buyurun demişti, gelmemişlerdi.
Julide şaşırmadı, "beklenen bir şey" dedi içinden.
İçinden tuhaf bir şey kopmuştu, artık onlara ait bir umudu kalmamıştı.
Kevin ile ikisinin şarkısı vardı, The Secret"
Julide nikah günü hazırlanırken hep onu dinledi.
Kevin'de aynı şekilde birbirinden habersiz şarkının melodi ve sözlerine kendilerini bırakarak, yeni bir hikayeye birlikte başlamak için dakika ve anları saymaya başladılar.
Ne diyordu şarkıda:
.... "Got no reason
Bir nedenim yok
Got no shame
Utanmam yok
Got no family
Bir ailem yok
I can blame
Suçlayabileceğim
Just don't let me dissappier
Hayal kırıklığına uğramama izin verme
I'mma tell you everything
Sana her şeyi anlatacağım".....
Suat nikah için beyaz güllerden oluşan bir demet göndermişti.
İliştirilen Not: "Mutluluklar diliyorum, olur da mutsuz olursan, seni hep bekleyeceğim," yazıyordu.
Julide çok şaşırmıştı, böyle bir incelik beklemiyordu.
Ama tüm bunlar bir süre önce, tedavi için Julidenin kapısını çalan Annesi sayesinde olmuştu. Julide onu tanımıyordu ve her hastasına yaptığı gibi davrandı.
Tedavisi biten Annesi:" Çok teşekkür ederim kızım sana, kaç doktora gittim bir şeyin yok deyip evin yolunu gösterdiler hep bana, sen ilgilendin, sorunu buldum, tedavi ettin beni, Allah senden razı olsun" diyerek çıkmıştı odadan, ertesi gün Suat gelip tekrar teşekkür etti, annesinin hangi doktora geldiğini yeni öğrenince.
Julide şaşırmıştı. Çünkü onu odasında yine görür görmez biraz korkmuştu.
Misafirler, salonu doldururken, mustakbel gelin ve damat heyecanla bekliyorlardı.
"Artık nikaha geçelim" teklifinin ardından salona geçtiler. Julidenin şahidi Babaannesi olmuştu, Kevin ise Esmadan rica etmişti.
Her ikisi de heyecanla Evet cevaplarını verdikten sonra, fırsatı kaçırmayan Julide Kevinin ayağına basmıştı ve artık ikisi de evliydi.
Konuklar her ikisinide tebrik ederken, yeni evli çifte iltifat yağmuruna tuttular.
Kısa süreliğine Kevinin evinde kalıp, kısa bir seyahat düşünmüşlerdi.
Adres olarak Yeni Zelanda'yı seçmişlerdi.
"Ne kadar çok mücadele gerek bir hayat bir yuva kurmak için", diye düşündü Kevin.
Julide yine dalıp gitmişti uzaklara, tek düşüncesi babaannesi idi ama Esma ilgilenecekti onunla, az da olsa ona huzur veriyordu bu durum.
Mutluydu ama içinde yine de bilinmeyen bir korku vardı.
"Korkudandır o" dedi Kevin onun elini tutarak. Evet haklıydı hem de çok.
"Evlendik mi biz şimdi?" diye sordu Julide Kevine, muzipçe.
Evet, nihayet" diye cevapladı Kevin.
"Eyvah aramızdaki kültür farkı, bizi ayırmaz umarım" dedi birden Julide....
....................................................................
İkisi de inanılmaz mutlu oldu, her yerde yaşadılar, her yere herkese yetiştiler.
Günler günleri, anlar anları kovaladı ve Julide Anne olacağını öğrendi.
Çok mutlu olmuştu.
Kevin de çok sevindi.
Kevin Julideye çok değer verip ilgisini ve sevgisini her an gösteriyordu.
Julide de aynı şekilde, ilk başta sorun yaşamıştı bu konuda. Zaman her şeyin ilacı olmuştu..................
Aylin Özgür