Kaç yaşıma geldim ve tarafıma dayatılan en yoğun hissin yetinmek olduğu kanaatindeyim.Çocukken alınan oyuncakla, kıyafetle, ayakkabıyla yetin. Yediğin içtiğin ne varsa onunla yetin.Gittiğin okulla, okuduğun kitapla, izlediğin filmle yetin.Yani doğduğun hayat sana ne sunduysa onunla yetin.Peki ya Sevgi! Onda da durum pek farklı değil. Ne kadar ve nasıl verildiyse Sevgi sana onunla da yetin.Burdan bakınca duruma hikayemiz daha biz doğmadan kurgulanmış oluyor aslında değil mi? Bir çoğumuz tamahkar büyüdük biliyorum. İsteğimiz dışında oldu bunların tamamı.Yetişkin olduk bizim için kurgulanmış düzenin dışına çıkmak istedik kimimiz asi olduk ama başardık..Kimimiz ise sindirildik ve aynı hikayeden devam edip doğacak diğer insanlığa aktara aktara nesiller oluşturduk. Bir söz okumuştum nasıl da oturdu bu yüzden içime..."Önemli olan hikayenin kurgulanması değil, hikayenin nasıl kurgulandığı" diyordu.Sen nasıl bir kurguda yaşadın ve bir başkası için nasıl bir hayat kurguladın? Lütfen beş dk.da olsa düşünebilir misin? Yoksa sende böyle gelmiş,böyle gidercilerden misin? Bu yazıyı okurken bir çok kişi bana kızacak biliyorum. İmkan mı vardı, ozaman öyleydi gibi sözleri şuan kulağımda çınlıyor.Evet haklı da olabilirler...bende buna karşılık bir soru sormak istiyorum.Aksini yaşamak ya da yaşatmak için ne kadar çabaladın?Yetinmek zorundamıyız? Hem evet hem hayır...Çocukken elinden gelen bir şey yoktu ama artık yetişkinsin.Herşeyi geçtim,somut olan ne varsa şartlar itibari ile bir kenara koydum...Sevgi! Neden aldığımız kadarıyla yetiniyoruz?Kimse sizin ne kadarına ihtiyacınız olduğunu bilemez. Ama az olmaz..Lütfen azıyla yetinmeyin. Kendinize verdiğiniz değerin gözlerinizden kalbinize akan sıcaklığı gibisi yoksa bulduğunuza tamah etmeyin. Bırakın kendilerince yaşadıkları kusursuzluklarıyla kuşanıp, düşüşleriyle kusurlansınlar. Ama siz kusurlu sevgiyi kabullenmeyin. Herşey kusurlu olabilir, herkes te... Ancak Sevginin kusuru olmaz... Kusura bakın... Ve sizin kalbinizi ısıtamayacak biriyle ne zamanınızı ne de hayatınızı harcamayın... Kendinize bir bakar mısınız lütfen. Yetinmeye bu kadar istekli olduğunuzu hiç düşünmüyorum... Kendinize yetin ama başkalarının size verebildiği kadarıyla yetinmeyin...Değeriniz gülen gözleriniz... Sevgiyle...
Anasayfa
Yazarlar
Hülya Ölçücüoğlu
Yazı Detayı
Bu yazı 6453+ kez okundu.
YETİNMEK
Kaç yaşıma geldim ve tarafıma dayatılan en yoğun hissin yetinmek olduğu kanaatindeyim.Çocukken alınan oyuncakla, kıyafetle, ayakkabıyla yetin. Yediğin içtiğin ne varsa onunla yetin.Gittiğin okulla, okuduğun kitapla, izlediğin filmle yetin.Yani doğduğun hayat sana ne sunduysa onunla yetin.Peki ya Sevgi! Onda da durum pek farklı değil. Ne kadar ve nasıl verildiyse Sevgi sana onunla da yetin.Burdan bakınca duruma hikayemiz daha biz doğmadan kurgulanmış oluyor aslında değil mi? Bir çoğumuz tamahkar büyüdük biliyorum. İsteğimiz dışında oldu bunların tamamı.Yetişkin olduk bizim için kurgulanmış düzenin dışına çıkmak istedik kimimiz asi olduk ama başardık..Kimimiz ise sindirildik ve aynı hikayeden devam edip doğacak diğer insanlığa aktara aktara nesiller oluşturduk. Bir söz okumuştum nasıl da oturdu bu yüzden içime..."Önemli olan hikayenin kurgulanması değil, hikayenin nasıl kurgulandığı" diyordu.Sen nasıl bir kurguda yaşadın ve bir başkası için nasıl bir hayat kurguladın? Lütfen beş dk.da olsa düşünebilir misin? Yoksa sende böyle gelmiş,böyle gidercilerden misin? Bu yazıyı okurken bir çok kişi bana kızacak biliyorum. İmkan mı vardı, ozaman öyleydi gibi sözleri şuan kulağımda çınlıyor.Evet haklı da olabilirler...bende buna karşılık bir soru sormak istiyorum.Aksini yaşamak ya da yaşatmak için ne kadar çabaladın?Yetinmek zorundamıyız? Hem evet hem hayır...Çocukken elinden gelen bir şey yoktu ama artık yetişkinsin.Herşeyi geçtim,somut olan ne varsa şartlar itibari ile bir kenara koydum...Sevgi! Neden aldığımız kadarıyla yetiniyoruz?Kimse sizin ne kadarına ihtiyacınız olduğunu bilemez. Ama az olmaz..Lütfen azıyla yetinmeyin. Kendinize verdiğiniz değerin gözlerinizden kalbinize akan sıcaklığı gibisi yoksa bulduğunuza tamah etmeyin. Bırakın kendilerince yaşadıkları kusursuzluklarıyla kuşanıp, düşüşleriyle kusurlansınlar. Ama siz kusurlu sevgiyi kabullenmeyin. Herşey kusurlu olabilir, herkes te... Ancak Sevginin kusuru olmaz... Kusura bakın... Ve sizin kalbinizi ısıtamayacak biriyle ne zamanınızı ne de hayatınızı harcamayın... Kendinize bir bakar mısınız lütfen. Yetinmeye bu kadar istekli olduğunuzu hiç düşünmüyorum... Kendinize yetin ama başkalarının size verebildiği kadarıyla yetinmeyin...Değeriniz gülen gözleriniz... Sevgiyle...
Ekleme
Tarihi: 07 Temmuz 2024 - Pazar
YETİNMEK
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(3)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.
Dilek Demircan.
(30.06.2024 18:00 -
#2116)
Her zaman derim ki insan önce annesinden, sonra kendinden doğar. Doğacağı aileyi seçemez, ama kendinden doğduktan sonra herşeyi ve herkesi seçer... Kaleminize sağlık.
Dilek Demircan.
(30.06.2024 18:00 -
#2117)
Her zaman derim ki insan önce annesinden, sonra kendinden doğar. Doğacağı aileyi seçemez, ama kendinden doğduktan sonra herşeyi ve herkesi seçer... Kaleminize sağlık.