Bu dünyaya ait her ne varsa, hepsini reddediyorum. Parayı, malı mülkü ve hatta içi boşaltılmış saygıyı bile... Bu dünyaya ait her ne varsa, hepsi sizin olsun. Bana anılarımı ve insanlığımı bırakın yeter. Üç kuruş değeri olmayan kağıt parçasına bağlı yaşamaktan ve üç kuruşluk kağıtla övünenlerden bıktım artık. Özgürlüğüm ve insanlığımla, bu dünyaya karşı durmaya hazırım. Üç kuruşun, iki gramlık zehrin arkasına sığınan cesurlardan bana hayır gelmez artık. Geride bıraktım herşeyi, yeni yollara çıkıyorum. Çıktığım yolda, bu dünyaya ait her ne varsa hepsini reddediyorum.
Bu dünya kirlendi. Ben, tertemiz bir dünyaya bağladım umut gemilerimi. Gemilerimi ateşe vermeyin yeter. Söz, başka bir şey istemem sizden. Doğruya ve yanlışa gözlerimi kapadım artık. Hiçbirinin anlamı kalmadı. Dedim ya, bu dünya kirlendi. Ne hak kaldı ne de hukuk. Hakka, haram karıştı. Hukuk’a gizli bir el... Neyse bu dünyaya ait bir şey duymak istemiyorum. Duymak istediğim tek şey; kuşların, suyun, rüzgarın ve gülen çocukların sesi. Gülsün çocuklar, sussun toplar tüfekler ve mümkünse içi boş insanlar. Konuşsun kalemler, sesi kesilmiş çocuklar ve ölen masum ruhlar... Sussun toplar tüfekler ve mümkünse içi boş insanlar. Duymak istemiyorum artık, bu dünyaya ait her ne varsa. Kulağımı tırmalıyor gelen her ses. Biri bağırıyor, ille de özgürlük diye, kendisi özgürlüğü ihlal ederken. Kimi prim kasıyor kimi de ikilik çıkartıyor. Bıktım artık üç kuruşun, iki gramlık zehrin arkasına sığınan cesurlardan. Özgürlüğü hak eden halkın sesini duymak istiyorum. O ses çıkmayana kadar, bu dünyaya ait her ne varsa, hepsini reddediyorum.