Reklam kod içeriği yüklenmemiş.
İsa Demiroğlu
Köşe Yazarı
İsa Demiroğlu
 

Acılarıma Suskundur Kelimelerim

Bazen kelimeler yetmiyor içimdeki kanayan yarayı anlatmaya. Hangi kelimeye tutunsa sönük kalıyor o volakan ateşinin yanında. Evet, bazı yarayı anlatmak için sönük kalıyor kelimeler.   Benim de içimde sönük kalıyor kelimeler. İçimde biriken acıyı anlatmam imkansız hale geliyor. Bu imkansızlık “anlatılmaz” demek değil ama. Kendimi çok iyi anlatırım. Anlatırım da, anlamak istemez kimse. Yoksa çok iyi bir anlatıcıyım. Duruşumla, iç çekişimle, bakışımla ve hatta ağzımdaki sigarayla. Bir başka hava katıyor ortama duruşum, bazen en mutlu anlarda bile gözlerimden anlaşılıyor içimde kaynayan acılarım. Gizlediğimi sanırım halbuki. Meğerse kendimi kandırıyorumuşum. Herkes anlıyor gözlerimden ama inanmak istemiyorlar. Haklılar birazda. Ben olsam, bende inanmak istemem kendime çünkü inansam dağılırım, kırılırım. Bir cam gibi tuzla buz olurum. kendime gelemem. Hak veriyorum yanımda olmayan ama bir o kadar da yanımdaki insanlara.   Umrumda değiller ama. Bir yalana inanmak daha cazip geliyor bana ve öyle de yapıyorum. Kabullenmiyorum bir türlü acı gerçekleri. Kabullenirsem o an enkazlar altında kalmış dünyam yıkılır bir daha. Ben bunu kaldıramam. Bir kere enkaz altında kaldı dünyam. Hatta haberim olmadan cenazesini bile kaldırmışlar. Toprak atmışlar üstüne. Bir kere toprak atıldı mı bir daha kabullenmez toprak üstüne yorgan atılmasını. Benimki de öyle bir şey işte.   İçim parçalansa bile, içime atıyorum yaralarımı çünkü toprak kabul etmiyor acılarımı. “Ben alacağım kadar acıyı aldım içime fazlasını alamam.” Diyor. Haklı bir yandan çünkü bir dünyayı içine hapsetti, fazlasını esir tutamaz. Ya arşa çıkar ya da arşı yerinden eder, fazlasını alırsa. Sırf bu yüzden bende içimdeki arşa kaldırıyorum içime biriken enkazları. Ve bunu anlatmaya kelimelerim yetmiyor. Kelimelere sığmayınca lavlar gözümden fışkırıyor, sigaramın dumanından çıkıyor, duruşumla haykırıyor acılar. Ciğerlerim parçalanıyor her bir çığlıkta. Bu acıya katlanamıyorum ama ağzımdan tek bir kelime dahi çıkmıyor.   Mühürlendi ağzım, bir daha konuşmamak üzre. Ayaklarım prangalandı gizlice, kaçıp toprağa sığınmayayım diye. Ne zaman son bulacak bu suskunluk, kestiremiyorum ama bir gün son bulacak elbet. O zaman yerime haykıracak toprak “seni içime aldım. Seni de azad ettim ama bir daha koşamayacağın bir azadiyet bu.”  İşte o gün yeniden türeyecek, lügatlara yeniden yazılacak kelimeler. Yeniden, en baştan öğrenilecek lisanlar ve o zaman herkes anlayacak içimde biriken acıyı ya da kabullenecekler bu acıyı.
Ekleme Tarihi: 21 Ocak 2024 - Pazar

Acılarıma Suskundur Kelimelerim

Bazen kelimeler yetmiyor içimdeki kanayan yarayı anlatmaya. Hangi kelimeye tutunsa sönük kalıyor o volakan ateşinin yanında. Evet, bazı yarayı anlatmak için sönük kalıyor kelimeler.

 

Benim de içimde sönük kalıyor kelimeler. İçimde biriken acıyı anlatmam imkansız hale geliyor. Bu imkansızlık “anlatılmaz” demek değil ama. Kendimi çok iyi anlatırım. Anlatırım da, anlamak istemez kimse. Yoksa çok iyi bir anlatıcıyım. Duruşumla, iç çekişimle, bakışımla ve hatta ağzımdaki sigarayla. Bir başka hava katıyor ortama duruşum, bazen en mutlu anlarda bile gözlerimden anlaşılıyor içimde kaynayan acılarım. Gizlediğimi sanırım halbuki. Meğerse kendimi kandırıyorumuşum. Herkes anlıyor gözlerimden ama inanmak istemiyorlar. Haklılar birazda. Ben olsam, bende inanmak istemem kendime çünkü inansam dağılırım, kırılırım. Bir cam gibi tuzla buz olurum. kendime gelemem. Hak veriyorum yanımda olmayan ama bir o kadar da yanımdaki insanlara.

 

Umrumda değiller ama. Bir yalana inanmak daha cazip geliyor bana ve öyle de yapıyorum. Kabullenmiyorum bir türlü acı gerçekleri. Kabullenirsem o an enkazlar altında kalmış dünyam yıkılır bir daha. Ben bunu kaldıramam. Bir kere enkaz altında kaldı dünyam. Hatta haberim olmadan cenazesini bile kaldırmışlar. Toprak atmışlar üstüne. Bir kere toprak atıldı mı bir daha kabullenmez toprak üstüne yorgan atılmasını. Benimki de öyle bir şey işte.

 

İçim parçalansa bile, içime atıyorum yaralarımı çünkü toprak kabul etmiyor acılarımı. “Ben alacağım kadar acıyı aldım içime fazlasını alamam.” Diyor. Haklı bir yandan çünkü bir dünyayı içine hapsetti, fazlasını esir tutamaz. Ya arşa çıkar ya da arşı yerinden eder, fazlasını alırsa. Sırf bu yüzden bende içimdeki arşa kaldırıyorum içime biriken enkazları. Ve bunu anlatmaya kelimelerim yetmiyor. Kelimelere sığmayınca lavlar gözümden fışkırıyor, sigaramın dumanından çıkıyor, duruşumla haykırıyor acılar. Ciğerlerim parçalanıyor her bir çığlıkta. Bu acıya katlanamıyorum ama ağzımdan tek bir kelime dahi çıkmıyor.

 

Mühürlendi ağzım, bir daha konuşmamak üzre. Ayaklarım prangalandı gizlice, kaçıp toprağa sığınmayayım diye. Ne zaman son bulacak bu suskunluk, kestiremiyorum ama bir gün son bulacak elbet. O zaman yerime haykıracak toprak “seni içime aldım. Seni de azad ettim ama bir daha koşamayacağın bir azadiyet bu.”  İşte o gün yeniden türeyecek, lügatlara yeniden yazılacak kelimeler. Yeniden, en baştan öğrenilecek lisanlar ve o zaman herkes anlayacak içimde biriken acıyı ya da kabullenecekler bu acıyı.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (6)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve rotayonhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Selim AĞIRAĞAÇ
(21.01.2024 09:05 - #1560)
Gerçekten güzel bir yazı .. sabahın ilkiyle uyandığım gibi okuduğum ilk köşe yazısı zevkle hayranlıkla okudum . Tebrik ediyorum kardeşim
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve rotayonhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Selim AĞIRAĞAÇ
(21.01.2024 09:05 - #1561)
Gerçekten güzel bir yazı .. sabahın ilkiyle uyandığım gibi okuduğum ilk köşe yazısı zevkle hayranlıkla okudum . Tebrik ediyorum kardeşim
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve rotayonhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Hasan Baydilli
(21.01.2024 12:23 - #1562)
Çok güzel bir yazı, tebrikler
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve rotayonhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Mikail
(21.01.2024 14:52 - #1563)
Güzel bir yazı
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve rotayonhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Remziye Demiroğlu
(21.01.2024 21:47 - #1564)
Çok güzel bir yazı teprik ederim kardeşim
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve rotayonhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Remziye Demiroğlu
(21.01.2024 21:47 - #1565)
Çok güzel bir yazı teprik ederim kardeşim
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve rotayonhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.