Anasayfa
Yazarlar
İsa Demiroğlu
Yazı Detayı
Bu yazı 1438+ kez okundu.
Sözde Modern Çağ’a Eleştiri
“Hoş geldin dünyam, gönlümün kızıl goncası, ruhumun asil meleği... iyi ki geldin hayatıma.” Ne güzel şey bunları duymak birilerinden. Şu günlerde hepimizin ihtiyaç duyduğu cümlelerden biri. Aslında ihtiyaç duyduğumuz tek şey karşılıksız sevgi ve saygı. Çünkü içinde bulunduğumuz şehir yapılanması ve sözde modern çağın insanlarında neredeyse hiç denecek kadar az sayıda karşılaştığımız bir durum. Çıkarsız sevgi ve saygı. Sözde modern çağda yaşayan insanlar kendilerini kazanmaya ve güce odakladıkları için insanlık denilen kavramın gerektirdiği samimiyeti unutmuş ya da hiçbir fayda sağlamadığından (!) bundan vazgeçmiş olsa gerek. Halbuki hangi devirde yaşarsak yaşayalım, bu insani değerlerimizden vazgeçmemeliyiz. Çünkü adı üzerinde insanız ve bir başka insana muhtacız. Bir başka insanın varığına, dostluğuna, samimiyetine, sadakatine, şevkatine... muhtacız. Bizi biz yapan yegane unsur da zaten bu değil mi? Şayet bir başka insana muhtaç olmasaydık neden bir ailenin ve hatta bir toplumun içine varoluyoruz ki.
Bunları düşünürken içimde yine birçok fırtınalar, birçok cevapsız sorular doğuyor. Şu sözde modern çağ insanının yaptıkları var ya, hani modernlik adı altında, insanlıktan uzak bir yaşam biçimi sunan ve sunulan yaşam tarzlarını bir kere bile olsun tartıp biçmeden; hemen kabullenen acizane insanların varlığı beni çileden çıkartıyor. Bu arada, yanlış anlaşılmak istemem, yeniliklere kapalı bir insan değilim. Yenilik adı altında, geri zekâlılığa kapalıyım o kadar. Çünkü insanlarımızın bir çoğunu esir almış sözde modern çağ. Sizlere birkaç örnek verirsem, eminim ki sizler de bana hak vereceksiniz.
Sözde modern çağ denilen bu dönemde, insanları kibrit kutusu gibi evlere tıkayıp insanlarımızı doğadan uzak bir hale getirdiler. Doğadan uzak yaşayan insanlar haliyle doğal beslenmeyi ve doğal güzellikleri unutmaya yüz tutmuş. Çok katlı kibrit kutusuna tıkanan yurdumun insanı komşuluğu, samimiyeti unuttu.
Sözde modern çağ denilen şu kör zihniyet, bizlere sunduğu yeme alışkanlığıyla dengeli ve sağlıklı beslenmeyi unutturdu. Hangi sokağa, hangi işlek caddeye baksam Hamburger, pizza gibi fast food yiyeceklerle insanlarımızın sağlıklarıyla oynuyor. Gelecek nesillerimize bırakacak kültürel yiyeceklerimizi elimizden alıyor. Bununla da yetinmiyor. Hele bir giyim tarzları var ki insan baktığı zaman kendisinden utanıyor. Nasıl bir rezallet bu anlatamam, moda diye bir kavramları var, eskiden yırtık diye giymeye utandığımız pantolonları bize fahiş fiyatlara satıyorlar. Moda diye bir kavramları var, insanın evde bile giymeye utandığı kıyafetleri sokakta giydiriyor.
Hadi giyimi kuşamı bir kenara bıraktım, alışkanlık hale getirdikleri o aptal kutusunda, internette ahlak kurallarına uymayan içerikte dizi ve filmleri ön plana çıkarttılar insanlarımızı ahlaktan uzak bir hale götürmeye çalışıyorlar ki, zaten bunu da başardılar, sayılır. Çünkü dizi ve filmlere özenen insanların sayısı gittikçe artıyor. Keşke bununla da kalsa yetiştirdikleri gelecek nesillerimizi bir de aptallaştırıyorlar...
Bu örnekler dilimin ve üslubumun yetebildiği kadarıyla verebildiğim örnekler. Bir de üslup ötesi örneklerim var ki, onları yazmam sakıncalı olur. Zaten siz bunları çok iyi biliyorsunuz. Siz beni anladığınıza göre rahatlıkla sorabilirim o zaman. “Modern Çağ” halen ilginizi çekiyor mu?
Ekleme
Tarihi: 03 Mayıs 2024 - Cuma
Sözde Modern Çağ’a Eleştiri
“Hoş geldin dünyam, gönlümün kızıl goncası, ruhumun asil meleği... iyi ki geldin hayatıma.” Ne güzel şey bunları duymak birilerinden. Şu günlerde hepimizin ihtiyaç duyduğu cümlelerden biri. Aslında ihtiyaç duyduğumuz tek şey karşılıksız sevgi ve saygı. Çünkü içinde bulunduğumuz şehir yapılanması ve sözde modern çağın insanlarında neredeyse hiç denecek kadar az sayıda karşılaştığımız bir durum. Çıkarsız sevgi ve saygı. Sözde modern çağda yaşayan insanlar kendilerini kazanmaya ve güce odakladıkları için insanlık denilen kavramın gerektirdiği samimiyeti unutmuş ya da hiçbir fayda sağlamadığından (!) bundan vazgeçmiş olsa gerek. Halbuki hangi devirde yaşarsak yaşayalım, bu insani değerlerimizden vazgeçmemeliyiz. Çünkü adı üzerinde insanız ve bir başka insana muhtacız. Bir başka insanın varığına, dostluğuna, samimiyetine, sadakatine, şevkatine... muhtacız. Bizi biz yapan yegane unsur da zaten bu değil mi? Şayet bir başka insana muhtaç olmasaydık neden bir ailenin ve hatta bir toplumun içine varoluyoruz ki.
Bunları düşünürken içimde yine birçok fırtınalar, birçok cevapsız sorular doğuyor. Şu sözde modern çağ insanının yaptıkları var ya, hani modernlik adı altında, insanlıktan uzak bir yaşam biçimi sunan ve sunulan yaşam tarzlarını bir kere bile olsun tartıp biçmeden; hemen kabullenen acizane insanların varlığı beni çileden çıkartıyor. Bu arada, yanlış anlaşılmak istemem, yeniliklere kapalı bir insan değilim. Yenilik adı altında, geri zekâlılığa kapalıyım o kadar. Çünkü insanlarımızın bir çoğunu esir almış sözde modern çağ. Sizlere birkaç örnek verirsem, eminim ki sizler de bana hak vereceksiniz.
Sözde modern çağ denilen bu dönemde, insanları kibrit kutusu gibi evlere tıkayıp insanlarımızı doğadan uzak bir hale getirdiler. Doğadan uzak yaşayan insanlar haliyle doğal beslenmeyi ve doğal güzellikleri unutmaya yüz tutmuş. Çok katlı kibrit kutusuna tıkanan yurdumun insanı komşuluğu, samimiyeti unuttu.
Sözde modern çağ denilen şu kör zihniyet, bizlere sunduğu yeme alışkanlığıyla dengeli ve sağlıklı beslenmeyi unutturdu. Hangi sokağa, hangi işlek caddeye baksam Hamburger, pizza gibi fast food yiyeceklerle insanlarımızın sağlıklarıyla oynuyor. Gelecek nesillerimize bırakacak kültürel yiyeceklerimizi elimizden alıyor. Bununla da yetinmiyor. Hele bir giyim tarzları var ki insan baktığı zaman kendisinden utanıyor. Nasıl bir rezallet bu anlatamam, moda diye bir kavramları var, eskiden yırtık diye giymeye utandığımız pantolonları bize fahiş fiyatlara satıyorlar. Moda diye bir kavramları var, insanın evde bile giymeye utandığı kıyafetleri sokakta giydiriyor.
Hadi giyimi kuşamı bir kenara bıraktım, alışkanlık hale getirdikleri o aptal kutusunda, internette ahlak kurallarına uymayan içerikte dizi ve filmleri ön plana çıkarttılar insanlarımızı ahlaktan uzak bir hale götürmeye çalışıyorlar ki, zaten bunu da başardılar, sayılır. Çünkü dizi ve filmlere özenen insanların sayısı gittikçe artıyor. Keşke bununla da kalsa yetiştirdikleri gelecek nesillerimizi bir de aptallaştırıyorlar...
Bu örnekler dilimin ve üslubumun yetebildiği kadarıyla verebildiğim örnekler. Bir de üslup ötesi örneklerim var ki, onları yazmam sakıncalı olur. Zaten siz bunları çok iyi biliyorsunuz. Siz beni anladığınıza göre rahatlıkla sorabilirim o zaman. “Modern Çağ” halen ilginizi çekiyor mu?
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.