Evet,ilk nefes alışımızla başlayan özgürlüğümüzü bile borçlandığımız Atatürk olmak!
Atalarımızın kanlarıyla sulanmış her bir karış toprağın ve attığımız her bir adımdaki hürriyetin vebali var omuzlarımızda.
Onlar ki en zor şartlarda, en karanlık günlerde bile geriye dönmemiş ve ülkemizin üzerinde parlayacak güneş için savaşmışlardır.
Her ne kadar farklı hayatlar yaşıyor olsak ta vatanımız söz konusu olunca bir çatı altında toplanabiliyor olmamız bile Atalarımızdan aldığımız güçle oluyor.
Onların güçlü elleri hep omuzumuzda bizi destekliyor.
Atatürk Olmak!
Onun inkılapları ışığında bu vatanı, bu toprağı, bu milleti hakettiği durumda tutabilmek.
Bize olan güvenini yıkmadan, birliğimizi sarsmadan,elele omuz omuza bizden sonraki nesillere özgür bir
Türkiye olmanın layığını yaşatmak...
Çok zor şartlarda yaşıyor olabiliriz. Kendimizce... Ya o zaman ki şartlar?
Parasız kalabiliriz. Kendimizce... Ya o zaman ki yokluk?
Düşmanlarımız, bizi yıkmak isteyenler olabilir... Ya o zaman ki savaşlar?
Çaresiz olabiliriz. Kendimizce... Ya o zaman ki muhtaciyet?
Yani Sevgili yurttaşlarım. Yakındığımız herşey birer bahane. Atamın da söylediği gibi;
"Ey Türk gençliği! Birinci vazifen; Türk istiklalini, Türk cumhuriyetini, ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir.
Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin en kıymetli hazinendir.
İstikbalde dahi seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek dâhilî ve haricî bedhahların olacaktır.
Bir gün, istiklal ve cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şeraitini düşünmeyeceksin.
Bu imkân ve şerait, çok namüsait bir mahiyette tezahür edebilir.
İstiklal ve cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler.
Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zapt edilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir.
Bütün bu şeraitten daha elim ve daha vahim olmak üzere, memleketin dâhilinde iktidara sahip olanlar, gaflet ve dalalet ve hatta hıyanet içinde bulunabilirler.
Hatta bu iktidar sahipleri, şahsi menfaatlerini müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler.
Millet, fakruzaruret içinde harap ve bitap düşmüş olabilir.
Ey Türk istikbalinin evladı! İşte, bu ahval ve şerait içinde dahi vazifen, Türk istiklal ve cumhuriyetini kurtarmaktır.
Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur."
Hâlâ şikayet edecek misin?
Teşekkürler Atam...
Teşekkürler Atalarımız...