Konuşma engelli olan Taha esmer ,uzun boylu, güleç ,azimli, on üç yaşlarında bir çocuktu. Çoğu
zaman sessiz dünyasında büyük dünyalar kura r ne fırtınalar ne poyrazlar estirir ardından da
çöl sıcaklığında kocaman gülümserdi. Hayata olan gülümsemesi sessizliğinin zirvede adeta
haykırışı gibiydi...
Henüz orta okul yıllarındayken sesssiz dünyasına eklenen kas hastalığı yüzünden ağrılı
dünyaya da adım atmış, ağır tedavi sürecine girmiş ve üstelik okulunu bırakmak zorunda
kalmıştı.
Yılların bize göre hızla ona göre yavaş geçtiği sürede içten içe hayata küsmüştü.
Bu hastalığın neden kendisine Rabbim tarafından verildiğini sorgulayıp duruyordu. Annesi
,öğretmenleri, arkadaşları ne kadar seferber oldularsa da onu bu sorulardan çıkarmayı
başaramadı. Oysa bu imtihandı ve Rabbim sevdiği kulları türlü türlü imtihan ederdi...
Perdenin arkasında bizi bekleyen güzellikler elbette vardı ,lakin insan hep aceleci idi...
Aylar ayları, yıllar yılları kovaladı ve nihayet arkadaşlarının ısrarı ile dikkatinin dağılması
amacıyla Taha keman kursuna başladı orada yeni arkadaşlar edindi. İçlerinden Burak ve
Ahmet isimli iki genç ile uyumu çok güzeldi ,işaret dili de bilen bu iki genç Taha 'ya hayat
olmuştu. Bu iki çocuğun en belirgin vasıfları ise okumaya olan düşkünlükleriydi .Tam kitap
kurdu olan Ahmet ,Taha ' ya kitaplar getirmeye başladı. Kitaplarla hemhal olduktan sonra
Taha'nın yüzüne kan, bedenine can, ruhuna şifa geldi.
Hemen hemen aynı yaşlarda olan bu üç arkadaşın dostluğuna vesile olan keman kursu ve
kitaplar onları günden güne olgunlaştırıyor, dünyaya bakışlarını değiştiriyor, adeta
büyütüyordu.
Taha ,artık tüm dertlerinden arınmış, yeni projelere koyulmuş ,gözlerinden yansıyan ışıkla
sevdiklerini de mutlu kılmıştı...Evde bir yandan okul derslerini alıyor bir yandan da kitap
okuyarak bilinmezlikleri aşıyor yeni dünyalara adım atıyordu.
Montaigne 'nin kulaklara küpe olacak şu sözler Taha 'da elvan elvan açıyordu.
"On beş dakikalık kitap okuma sonunda giderilmeyen hiçbir kederim olmamıştır ".
...
Zaman su gibi akıp geçti. Taha ,okuduğu kitaplardan yola çıkarak bir karar aldı. Hayatını
kitaba dökecek , umudunu kaybetmiş çocuklara umut olacaktı.
.Bilgisayar başına geçip hayatını yazmaya başladığı zaman on beş yaşlarındaydı. Bir yıl süren
yoğun yazı sürecine girdi. Bu süreç içerisinde birkaç parmağının işlevini kaybettiği vakit dahi
,yazmayı bırakmadı.
Büyük bir azmin örneği olan Taha kitabını tamamladığında sadece tek parmağını
kullanabiliyordu.
Kitabının adı ise "YILMAYAN HAYATLAR" idi.