Gaza ve gazilik, Türk milletinin tarihinde yer alan iki önemli kavramdır.
Bağımsızlığını korumak ve özgür yaşamanın bedelidir.
Gaza; cesaret, azim ve fedakarlıkla hareket etmeyi ifade eder.
Gazilik, bir onurdur. Gaza sonucunda yaralanan ve hatta sadece katılma cesareti ile orda bulunmayı da ifade eder.
Gaza ve gazilik bu onura ulaşma yolunda duyulan yürekli tutkudur, diyebiliriz.
TBMM tarafından 27 Haziran 2002 tarihinde alınan kararla Gaziler Günü ve Şehitler Günü tarifi yapılmıştır.
Bu kararla 19 Eylül tarihi Gaziler Günü, 18 Mart tarihi de Şehitler Günü olarak kabul edilmiştir.
18 Mart tarihini Şehitler Günü olarak seçilmesinin nedeni Çanakkale Savaşı Deniz Zaferi’nin yıl dönümü olmasıdır.
19 Eylül tarihinin önemi de Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu önderi Mustafa Kemal Atatürk’e TBMM
(O zamanki adıyla BMM yani Büyük Millet Meclisi) tarafından Gazi unvanının verildiği gün olmasıdır.
Sakarya Meydan Muharebesi’ne Meclisin yetkilerini alarak bizzat komutan olarak katılan
Mustafa Kemal Paşa, bu savaşın kazanılmasının ardından savaş kazanan generallere verilen
Müşir yani Mareşal rütbesi ile savaştan sağ dönenlere verilen Gazi unvanını meclis tarafından almıştır.
Karar öncesinde meclise İsmet Paşa (İnönü) ve Fevzi Paşa (Çakmak) tarafından çekilen telgraf şöyledir:
“Bizzat muharebe meydanındaki tedbiriyle muzafferiyetin amil ve müessiri olmuş Başkumandan
Mustafa Kemal Paşa Hazretlerine, müşirlik rütbesi ile gazilik unvanı tevcihini teklif ve istirham ederiz.
Büyük Millet Meclisi’nin bu teveccühünün milletimiz tarafından doğrudan doğruya
bütün orduya müteveccih bir eser-i takdir ve taltif olacağı kanaatinde bulunduğumuzu arz eyleriz.”
Bir talep ve tavsiye anlamında meclise cepheden gelen bu telgraf sonrasında yapılan görüşmeler sonrasında
19 Eylül 1921 tarihinde Mustafa Kemal Paşa’ya (Atatürk) gazi ve mareşal unvanı verilmiştir.
Kurtuluş Savaşı’nın başarıyla sonuçlanması sonrasında ise yine TBMM’ye de Gazi unvanı layık görülmüştür.
Yani 19 Eylül tarihi, Gazi meclis tarafından Atatürk’e Gazi unvanının verildiği tarihtir.
Türk milleti için vatan sözcüğü gaza ve gazilik kavramı içinde yerini alır.
Çünkü vatan, en kutsal varlıktır. Vatan için can veren, kan veren de çok önemli bir değerdir.
Şöyle ki: Türk milleti her zaman gazaya, gazisine değer verir.
Bir örnek vermek gerekirse: Düşman tarafından kalleşçe öldürülen, adına destan düzüldüğü bilinen Saka Hanı Alp Er Tunga için söylenen ve
‘‘Alp Er Tunga Öldü mü
Dünya sahipsiz kaldı mı
Korkak öcünü aldı mı
Şimdi yürek yırtılır …’’
Dörtlüğü ile başlayan ağıt, kırk yiğidi ile soyunun bağımsızlığı için Çin sarayını basan ve öldürülen Kürşad ölümsüzdür.
Savaşta ölen yiğitlerin kurganlarına öldürdüğü düşmanları temsilen dikilen balballar onun vatanı için gösterdiği kahramanlığın bir işarettir.
Dedem Korkut hikâyelerinde düşman karşısında kahramanlık gösterenlerin soylanması ve iyiler sınıfına girmesi,
Aziz Türk milletinin gazaya ve gaziliğe verdiği değeri tam olarak anlatmaktadır.
Kimliğindeki ay yıldızı gururla taşıyanların, Büyük Türk Milletinin ferdi olmanın onurunu bilenlerin,
Vatan sevdası uğruna gözünü kırpmadan hayatlarını seve seve feda eden tüm kahramanlarımızı minnetle yâd ediyor, aziz hatıraları önünde saygıyla eğiliyorum.
Gazilerimizden hayatta olmayanlara rahmet, kahramanlık abidesi olarak yaşayan nice Gazilerimize sağlık ve huzur dolu bir yaşam diliyorum. Vatan onlara minnettardır.
Aziz Türk Milletinin 19 Eylül Gaziler günü kutlu olsun.