Julide ardı ardına kötü haberler alınca, kendini tükenmiş hissetti.
Babasının cenazesine gitmeye karar verdi.
Döndüğünde kliniği açıp çalışmaya kaldığı yerden devam edecekti.
Yalnız gitmemek için ortağı ile düştü yollara.
Yol boyunca çok sessizdi Julide, Esma onun için endişe ediyordu. Yanına ne olur ne olmaz diye sakinleştirici ilaç almıştı.
Cenaze olaysız geçti, Julide yine de üzülüyordu çünkü babasıyla konuşmak istiyordu,
onu affetmek istiyordu ama kafasında dönen "neden" sorularıyla bunu yapması zor olacaktı.
Ailesinden cenaze sonrası kal ricaları geldi.
Kalmadı Julide, Esma ile dönüş yoluna düştüler yol boyunca o kadar çok ağladı ki başı ağrımaya başladı.
Bir şeyler yiyip ilaç içmesi gerektiğini Esma hatırlatıp durdu.
Esma birden Julideye sarıldı o an tek istediği ona biraz da olsa güç vermekti,
"sen bana kardeşten de yakınsın, ailem bana sarılmadı bile, ömrüm üvey evladım ben, demekle geçti,
cenazede bile durum farklı değildi".dedi Julide. Esma da duygulandı ister istemez.
Julide, Esmanın ısrarlarıyla evlerine vardıklarında sakinleştirici ilaç içmişti ve hemen uykuya daldı.
Üzerini örtü ve örterken "Sevgisiz büyümüş bir melek o" diyordu Esma.
Ertesi gün Esmanın direktiflerine aldırmayan Julide kliniğe gitti.
Kliniği tekrar açıp sadece gece çalışacak doktor arayışına girdiler
Çoğunlukla ilan'a son sene tıp okuyan öğrenciler baş vurdu. Bunu istemeselerde başka çareleri yoktu iki kişi aldılar işe.
Maksat kişilerin dinlenmesini de sağlamak'tı.
Böylece yük bir kişinin üzerinde kalmayacaktı.
Arada Esma klinikte iş arkadaşlarıyla yemek yerken takılırdı" zengin olsaydık hiç birimiz burada olmayacaktı, diye.
Julide bir kaç kez Suat'ı görmeye gitmişti hastaneye durumu iyi'ye gidiyordu.
Yine onu ziyaret ettiği bir gün onu görmek için odasına girdiğinde onun ismini sayıkladığını duydu, asıl şok etkisi yaratan ise.
"Julide seni seviyorum bunu sana itiraf etmek çok zor, çünkü sen izin vermiyorsun, beni istemiyorsun, diye dökülüverdi Suat'ın dudaklarından. Belli ki sayıklıyordu.
Julide çok şaşırdı. Asla böyle bir şey düşünmemişti. Hastalığının etkisine verdi.
Erkeklerden belki de babasının ona olan davranışından dolayı hep uzak duruyordu.
Bunu hiç düşünmemişti.
Doktordan bilgi aldı,
Suat artık ses'e tepki verir olmuştu
Julidenin aklına bir şey geldi ve eve dönmeden tekrar Suat'ın odasına gitti.
"Suat merhaba, beni duyduğunu biliyorum
İyi olacaksın merak etme" derken, Suat'ın göz kapaklarının kıpırdadığını farketti.
Eve giderken babaannesine çoktan gitmediğini farketti. Ona kırgın'dı
Julide ama yinede gitmeye karar verdi hem sağlıkları yerinde mi kontrol etmiş olurdu, hem güllerini özlemişti.
Babaannesi onu görünce çok mutlu oldu.
Arayıp sormayınca ve gelmeyince çok üzülmüştu ve pişmanlık duyuyordu ister istemez.
Julide önce güllerini görmeye gitti. Üzerindeki ceketini çıkarıp bahçe çitine bıraktı, güllerine biraz bakım yaptı.
Güller ona şifa veriyordu, her seferinde mutlu ve huzurlu ayrılıyordu bahçeden
Dedesi geldi bu sefer elinde termos ve iki bardakla.
"güzel kızım hoş geldin, çay içermiyiz birlikte? dedi Julideye bakarak
Julide dedesine sarılıp ağlamaya başladı.
Olanları anlattı bir nefeste.
Çok üzüldü Julidenin haline, olanları bilmeyen eşini uyarmak için önden gitmesi gerektiğini farkedip.
" Julide kızım ben gideyim sen gelirsin" deyip çıktı bahçeden
Julide biraz daha bahçede kalıp güllerle ilgilendi.
Tek tek her bir gülün başına gitti, "haksızlık olmasın" diyordu
Bunu her defasında yapıyordu.
Eve vardığında mis gibi yemek kokuları geldi burnuna.
Babaannesi ona baktı, sessizce gelip ona sarıldı ve özür diledi.
Aslında başka niyeti vardı ama vazgeçti.
Suçunu anlamıştı.
Julide çok yaralıydı, bunu yıllardır bilse de belki iyileşmiştir yaraları diye düşündü hep.
"Hassas kızım benim" diyordu arada ona.
Birlikte yemek yiyip olanlardan bahsettiler.
Eski eşi 10 yıl hapis cezası almıştı.
Bunu duyan Julide hiç tepki göstermedi.
Ne diyebilirdi, bazen tepki göstermemek en büyük tepkiydi anlayana.
Babaannesi ondan içten bir şekilde özür diledi,
"bizim senden başka değerlimiz yok, ne olur affet şu ihtiyarı, dedi Julidenin gözlerine bakarak.
" Babaanne affetmek ne demek tabii ki affettim, biraz kırılmıştım sana, sadece diyordu.
Musaade isteyip eve doğru yola çıktı Julide tekrar geleceğine dair söz vererek.
Yol boyunca, son günlerin değerlendirmesini yaptı Julide
Belki de derin bir nefes almak için zamanı gelmişti.
Esmayı aradı, "çok yorgunum Julide yoldayım, diyordu
Julide ona sevdiği yemekleri alıp onu yemek yapma derdinden kurtarmak istiyordu.
Çünkü yemek yapma sırası Esma'daydı.
Arkadaş olsalar da, ortak olsalar da iş bölümü yapmak gereksiz tartışmalardan uzak tutuyordu her ikisini. Esma teşekkür edip durdu Julideye, "hayatımı kurtardın, inan çok yorgunum bugün, söz yarın ben yaparım yemeği" diyordu, paketleri açarken.
Yemek yerken herkes kendince olanları anlattı.
Esmaya, Suat'ı anlattı Julide, tam o sırada su içiyordu o kadar şaşırdı ki boğazında kaldı su.
İkisi uzun saatler boyunca sohbet etti.
Esma arkadaşı için en iyisini diliyordu.
Ama bir aşk için daha erkendi bunu o da biliyordu, çünkü önce Julidenin yıllardır sorduğu sorulara cevap bulması gerekiyordu.
Bunun içinde ailesiyle konuşması şarttı.
Julide çok hassas ve kırılgandı.
Aile dizilimi ya da ona benzer bir şey yapıp işini kolaylaştırmak istiyordu. Kendince araştırmalar yaptı Esma.
Tek sorun, Julideyi ikna etmek, kalmıştı.
Hafta sonu gelsin konuşacağım diyordu, Esma.
Julideyi artık umut dolu günler bekliyordu
Yeter ki o buna hazır olsun.....!!!
Aylin Özgür